Zafer ve Yenilgi Kuralları

Enver El Evlaki

Öne Çıkan Zafer ve Yenilgi Kuralları Gönderileri

Öne Çıkan Zafer ve Yenilgi Kuralları kitaplarını, öne çıkan Zafer ve Yenilgi Kuralları sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Zafer ve Yenilgi Kuralları yazarlarını, öne çıkan Zafer ve Yenilgi Kuralları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cuma namazını kılan Müslümanların sayısı daima sabah namazını kılanlardan fazla olacak. Ve yine her zaman günah işleyen Müslümanlar olacak. Daima büyük günah işleyen Müslümanlar olacak. Her zaman dinin farzlarını yerine getirmeyen Müslümanlar olacak. Bu vakıalar her zaman olacak. Eğer zaferin gelmesi için tüm Müslümanların salih kullar ve Allah'ın evliyaları olmasını bekliyorsanız bu hiçbir zaman olmayacak. Bu varsayımın yanlış olduğunu size kanıtlamak için şu vakayı gösterebiliriz; Uhud savaşından önce İslâm ordusunun üçte biri kaçtı ki bunlar münafıklardı. Ancak bu durum Uhud savaşının sonucunu etkilemedi. Abdullah ibn Ubey ile birlikte savaşı terk eden münafıklar, Müslümanların yenilmesinin sebebi değildi. Bundan Sünnet'te ve Kuran'da mağlubiyetin sebebi olarak bahsedilmedi. Bu yüzden de mağlubiyetin sebeplerinden biri değildir. Münafıkların savaşa katılması veya savaştan kaçması bir fark doğurmazdı. Müslüman Ümmet içinde yaşayan münafıklar her zaman var olacağından, bunlar hak ile batıl arasında meydana gelen savaşın sonucunu etkilemeyeceklerdir.
Sayfa 127 - Anlatı YayınlarıKitabı okudu
Müslüman onurludur, izzetlidir.
Bazen dava için kendimizi küçük düşürmeliyiz diye düşünüyoruz ya işte bu çok yanlış bir düşüncedir.
Sayfa 30
Reklam
Kardeşlerim bu din yalnızca anlatmaktan, konuşmaktan ibaret değil. Ne kadar bilgiye sahip olduğunuzu göstermekten de ibaret değil. Bu din sizden, Allah'a kendinizi adamakta ne kadar istekli olduğunuzu görmek ister...
Sayfa 16
Sahabe İslam'ı nasıl yaydı ?
Sahabeler fethedilen yerlerde mescitlerde halkalar kurarlardı, insanlara İslam'ı anlatmak için onların peşinden gitmezlerdi. Çünkü sahabenin üstünlüğü vardı. Onlar anlattığı dini yaşıyorlardı ve bu insanları etkiliyordu. Sahabenin metodu buydu. Sahabeler misyoner değillerdi. Ülke ülke dolaşıp, elinde mikrofonla konuşan ve insanların önlerinden umursamazca geçtiği kişiler değillerdi! Sahabe kendini böyle bir pozisyona asla sokmadı.
Sayfa 31
Bir kişinin ilminin onun ne kadar meşhur olduğuna bağlı olduğu enterasan bir zamanda yaşıyoruz. İlmin standardı bu değildir. Eski zamanlarda bir alim, ulemanın şahitliğiyle alim olurdu. Hocası ona tezkiye verirdi. Alimler içinde en bilgili olduğu düşünülen kişi, fetva makamına oturabilirdi ama şimdi hükümet bir kişiyi alim olarak atıyor ve o kişi birden "Alim" oluveriyor. Ve artık o, uydu kanallarında, radyo programında çıkan meşhur bir alim olur. Fakat bu ilim için doğru bir standart değil. Bizler nerede olursa olsun Hakk'ı izlemek zorundayız.
Sayfa 8
Endülüs'ten Günümüze
Klasik dönem İslâm tarihçisi el-Makarrî Müslüman şehirlerin bir bir düştüğü bir vakitte şunları kaleme almış: "Müslüman şehirler haçlılar tarafından bir bir işgal ediliyor, bir bir düşüyor. Ve Endülüs'ün camilerini gezersen Müslümanların başına gelen şeye dair hiçbir şey duyamazsın." Hiç kimse bunu hutbede dile getirmiyor, hiç kimse bunu derslerinde konuşmuyor. Hiçbir şey! Âlimler teorik fıkhî meselelere dair konuşuyorlar ve ümmeti terk ediyorlar. Ümmet ihanete uğramış durumdayken ona hiçbir şekilde yardım etmiyorlar, Endülüs'ün meşhur âlimi, İbn Hazm el-Endülüsî, öyle bir çaresizlik içinde ki, Endülüs âlimlerinin ve imamlarının hâllerinden o kadar bıkkın hâle gelmişti ki, şöyle dedi: "Bu fâsıklar tarafından kandırılmayın!"
Sayfa 113 - Anlatı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.