Aynı yazarın okuduğum ikinci kitabı. İlki 2020’de GoodReads’de kurgu dalında birinci olan kitabı idi. Nasıl o kitabın, tüm bir yılda dünyada yayımlanan onca kitap içinde birinci geldiğine bir türlü inanamadıysam, yazar ve o yapıtına ilişkin buna sevkeden düşüncelerin bir benzeri de bu kitap sayesinde pekişiyor. Asla yazara karşı bir tavır değil sonuçta ortada bir emek söz konusu ancak sanırım, yazarın yazım biçimi, konuları işleyiş tarzı, bazı yerlerde fazlaca yüzeysel hatta yapmacık anlatımı, iki bilinen filozoftan birkaç alıntıyla vasat seyreden kitaba derinlik katma çabaları, “..havada asılı kalan tortu…”, “….uzaklardaki kayalara vuran dalgaların fısıltısı…” ve benzerleri gibi ilk bakışta gösterişli gibi duran ama özünde tek başına hiç bir şey ifade etmeyen sığ cümlelerle, ısrarla şiirsel/teatral bir hava katarak kitabını süsleme gayretleri, yerli yersiz dini göndermeler…gibi gibi göze batan öğeler sıradan sade bir okuyucuyu kitaptan uzaklaştırabilir. Bu çeşitliliği çok sevenler de olabilir tabii. Ancak sanırım ben burada o kadar cesur davranamadım.
Sonuç olarak; romans, kurgu, mistizm, bilimkurgu, polisiye, tarih kategorilerinin tümüne birden meraklı okuyucuların ıskalamayacağı eklektik roman.