Necdet, yakışıklı bie gençtir.. Kendisini gören tüm kadınların ona aşık olduğunu sanacak kadar yüksek egoludur.. Bir gün kız kardeşinin tedavisi için gittikleri yazlık köşkte, komşu kızı Meliha hakkında övgü dolu sözler duyar.. Başlarda bu övgü dolu sözleri küçümseyici sözlerle karşılasa da sonraları kafasında bir Meliha figürü oluşturur. Yan köşkten gelen, Meliha'nin çaldığı piyanonun sesi de Necdet'in duygu ve düşüncelerini körükler.. Necdet gün geçtikçe kara sevdaya tutulur ve hastalanır.. Meliha ise hiç yüz vermez.. Bu arada Meliha'ya talip çıkar.. Hem de bu talip Necdet'in sınıf arkadaşıdır.. Meliha evlendikten sonra Necdet ondan uzak durmaya çalışır, araya mesafe koyar fakat bu sefer Meliha Necdet'e yakınlaşmak için çabalar.. Akraba, eş- dost kimse durumu fark etmez.. Vicdan azabı duyan Necdet, halasının kızıyla nişanlanır fakat nişan bozulur.. Hala kızı Müzehher, üzüntüden ölür.. Necdet ve Meliha'nın arasındaki ilişki başka bir boyuta ulaşır.. Sonrasında ise bir sürü hazin son..
Kitabın adı Zavallı Necdet olsa da Necdet'e çok da üzüldüğümü söyleyemeyeceğim.. Evet Meliha'dan cok çekti ama bazen kendi kaşınıyor diye düşündüm.. Meliha başlı başına sinir olayı zaten hiçbir tutar yanı yok.. Bu hikayede yanan hala kızı Müzehher oldu.. Ah zavallı Müzehher, hiç değmeyecek, beş paralık insanlar sonunu getirdi senin..
Hikayesi sürükleyici, insan doğasına dair ipuçları veren bir eser.. Akıcı bir okuma olduğundan severek okudum.. Tavsiye ederim.. Herkese keyifli günler bol okumalar dilerim...
