Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar

D. T. Suzuki

Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar Gönderileri

Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar kitaplarını, Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar sözleri ve alıntılarını, Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar yazarlarını, Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
139 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Batının Zen Budizmi tanımasında gerek yapıtlarıyla, gerek kişiliğiyle birinci derecede etkin olmuş olan Dr. Suzuki, Zen Budizm konusunda en yetkili bilgin olması bir yana, aynı zamanda daha pek genç yaşlarda aydınlanmayı başarmış bir yol gösterici, bir önderdi. Yüz yıla yakın sürmüş olan yaşamını aldığı ışığı yansıtmakla geçirdi.Okuyucu bu kitapta Dr. Suzuki'nin çeşitli yönleriyle Zen Budizmi ve aydınlanma yaşantısını (satori) inceleyen denemeleri yanında, birer Zen Sanatı olan Sumiye resmi, Haiku, kılıç kullanma sanatı ve çay töreni konularındaki yazılarınıda bulacaktır.
Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar
Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme YazılarD. T. Suzuki · Yol Yayınları · 2013119 okunma
“İnsanlar en yüce gerçeğin yerine iyilik ve doğruluk diye yapay şeyler yaratırlar.”
Reklam
“Havaya kalkmış bir kılıç altında olmak, Sizi tirtir titreten bir cehennem azabıdır. Ama korkmadan ileri atılın, Kendinizi mutluluk ülkesinde bulacaksınız.”
“Bir duygu en yüksek noktaya erişince söyleyecek söz bulamaz, susar kalırız. Çünkü hiç bir sözcük o noktayı anlatmaya yetmez.”
“Doğada her şey oluşum içindedir, hiç bir şey durağan değildir; tam yakaladığımızı sandığımız anda o şey ellerinizin arasından kayıp kaçıverir. Çünkü onu yakaladığınız an artık yaşamıyor, o ölü bir an...”
“Fırçayla kâğıt arasına düşünce ya da mantık girdi mi resim hemen bütün etkinliğini yitirir. İşte Sumiye resminin gerçekleştirilmesinin yolu yordamı budur.”
Reklam
“Bütün duygularım sabahtan akşama, akşamdan sabaha öylesine duru, öylesine durgun, öylesine görkemli bir biçimde her şeyin üstündeydi. Tam anlamıyla her şeyden arınmıştı, üstünde en küçük bir toz parçacığı bile yoktu. Benim bu tek düşüncem sonsuzu kaplıyordu, dış dünya öylesine sessiz ve durgundu ki başka insanların var olduğunu bütünüyle unutmuştum.”
“Yerden bir toz parçacığı kalkıyor ve bütün yeryüzü onun içinde; bir çiçek açıyor, bütün evren de onunla birlikte açıyor. Ama yerden toz kalkmamışsa, çiçek açmamışsa gözlerimi nereye yönelteyim? Onun için derler ki bir yumak ipliği kesince bir kesişte hepsini ikiye bölmüş olursun, yumağı boyaya batıracak olsan bütün iplikleri birden aynı renge boyarsın. Bunun gibi seni bağlayan bütün bağlardan sıyır kendini, onları kopar, param parça et. Ama kendi içindeki zenginliklerle ilişkini koparma. Ancak bu yolla yüksekle alçak evrensel bir uyum içinde ve ilerdekiyle gerideki arasında bir ayırım olmadan her biri tam bir yetkinlik, eksiksizlikle, kendilerini açıklamış olurlar.”
“Ne kadar zorlanırsan zorlan, Nirvana’yı Samsara’nın dışında bulamazsın. İster aydınlanmış bir Zen ustası ol ister kara cahil ol hiç kimse doğal adı verilen yasaların zorunluluğundan kendini kurtaramaz. Midesi boş olunca aydınlanmış Zen ustasının da kara cahilin de karnı acıkır. Kar yağınca ikisinin de üzerlerine fazladan bir yün fanila giymeleri gerekir. Onların her ikisinin de salt maddesel bir varlık sürdürdüklerini söylemek istemiyorum. Ama ruhsal gelişimleri ne olursa olsun, olduklarından başka bir şey olamazlar.”
“Yaşam yaşandığı biçimiyle de yeterli. Ancak kuşkular yaratan, keyif kaçıran akıl işin içine burnunu sokupta yaşamı öldürme girişiminde bulununca yaşamayı bırakıyoruz hep yaşamaya başlamak için ya kendimizde, ya çevre koşullarımızda bir eksiğimiz varmış gibi kurgulara kaptırıyoruz kendimizi. Aklı bir yana bırakmalıyız. Elbet aklın da yararlı olduğu, işe yaradığı bir alan vardır. Ama bırakalım da akıl yaşam adını verdiğimiz akarsuyun akımını engellemesin. Eğer bu akımı izlemek istiyorsanız onun akışına karşı koymadan izleyin. Yaşamın akım içinde olması olgusu koşullar ne olursa olsun önlenmemeli, bu akışa karşı konulmamalıdır; elinizi içine daldırdığınız anda saydamlığı yok olur, bulanıverir, onun yüzeyinde ta en baştan beri görmekte olduğunuz ve ta zamanın sonu gelene dek göreceğiniz imgenizi görmez olursunuz.”
Reklam
“Zen sorunların sorununu nasıl çözüyor? Her şeyden önce Zen, kitaplardan edinilecek bilgilerle değil de kişisel yaşantılardan çıkan gerçeklere dayanarak, doğrudan, dolaysız olarak sorunları çözümlemeyi öneriyor. Sonluyla sonsuz arasındaki çekişmenin sürüp gittiği insan varlığının iç yapısının kavranabilmesi akıldan daha üstün bir yeteneği gerektiriyor. Zen diyor ki, akıl kendisinin yanıt bulamayacağı sorular ortaya atıyor, bu nedenle bu sorulara yanıt bulabilecek akıldan daha üstün daha aydınlatıcı bir yeteneğin ortaya çıkabilmesi için aklı bir yana itmekten başka seçenek yok. Çünkü aklın gönül esenliğini bozan, huzur kaçıran bir özelliği var. Zihnin dirliğini, esenliğini bozacak sorular ortaya koyuyor da çok kez bunlara doyurucu, kandırıcı yanıtlar bulmakta başarılı olamıyor; cahilliğin verdiği o mutlu iç barışı altüst ediyor da onun yerine başka bir şey getirip bozduğu düzeni yeniden sağlayamıyor. Cahillikten gelen yanılgıları meydana çıkardığı için çok kez aydınlatıcı, ışık tutucu olarak niteleniyor. Ama gerçek şu : Zihni içine düşürdüğü çıkmazlardan kurtarabileceği yolu aydınlatması her zaman akıldan beklenemiyor. Kuşkusuz akıl en son, en doğru çözümü gösterecek bir araç değil.”
“Mencius, Tanrı bir kimseyi eksiksiz, yetkin bir insan yapmayı aklına koydu mu, sonunda bütün acılı sınavlardan başarıyla çıkabilmesi için onu akla gelebilecek her türlü deneyden geçirir dediği zaman çok haklıydı.”
“Çevremizde gördüğümüz bütün bu çekişmeler, bu itiş-kakışın kökeninde cahillik yatıyor.”
Bu konuda ne dersek diyelim, yaşam acılı bir itiş-kakış, bir boğuşma, çekişmeden başka nedir ki? Bunun böyle olması, yazgının değiştirilmez çizgisi. Ne kadar çok acı çekilirse karakter de o kadar derinlemesine gelişiyor. Karakteriniz ne kadar derinlemesine gelişirse yaşamın gizemlerine o kadar derinlemesine girebiliyorsunuz. Bütün büyük sanatçılar, bütün büyük din önderleri bütün büyük toplum düzeltimcileri (reformcu) çok defa gözyaşlarıyla, kanayan yürekleriyle, gözüpeklikle sürdürdükleri bu savaşımların en zorlularından başarıyla çıkmışlardır. Ekmeğinizi acıyla, gönül üzüntüsüyle, kaygıyla kazanmadıkça gerçek yaşamın tadına varamazsınız. Mencius, Tanrı bir kimseyi eksiksiz, yetkin bir insan yapmayı aklına koydu mu, sonunda bütün acılı sınavlardan başarıyla çıkabilmesi için onu akla gelebilecek her türlü deneyden geçirir dediği zaman çok haklıydı.
269 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.