Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Ziyan
Hakan GündayYüksek Puanlı Ziyan Yorumları ve İncelemeleri
Yüksek Puanlı Ziyan sözleri ve alıntılarını, yüksek puanlı Ziyan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.610 üzerinden
Ne kadar Ziyan'sın?
"İnceleme için notlar mı tuttun sen?.." diyerek yüzüme kahkahalar atan bir Hakan Günday! Kitabı bitirdiğimde ilk gördüğüm şey buydu. Dayanamadım, ben de kahkahalar atmaya başladım. Kitap boyunca bir sonuca varmaya çalışmıştım oysa ki, fakat nafile; sonucuna vardığım tek şey aylar önce sonucuna varamadığımı bildiğim bir başka
Temsili bir askerlik gününde yıllarca asker kalınabilir.
Erkek milletinin 2.travması olan zorunlu vatan hizmetinin yani askerliğin en güzel mizahını Cem YILMAZ, en güzel edebiyatını ise Hakan GÜNDAY yapmıştır. - 30'larda, yerin en altından. İlk travmamız olan sünnet hadisesinin de bir çok mizahı vardır elbet. Onu da yeraltından sorgulasa sorgulasa en iyi Günday sorgular. Yazsa da okusak, kavrasak.
Tekrar tekrar okurum HAKAN GÜNDAY kitaplarını, , aldım elime yine ZİYANI...Kapak resimlerinden dolayı ortamlarda okunduğunda dikkat çeker hakan günday kitapları, arka kapağını okurlar ne anlatıyor bu kitap derler, çok şey derim, çok şey... herkese tavsiye edemem sert bir dili, karamsar bir çizgisi ve argo sözleri vardır, o yüzden, hayatın içinde olan şeyleri öyle anlatır ki kanınızı donduracak cümleler kurar. Ve 29 harfle ancak bu kadar güzel cümle kurulur dersiniz. Askerlik ile ilgili öyle mükemmel tespitleri var ki, üst rutbelilere okutulmalı derim, askerliği bir kaçış yolu olarak görerek, yapayım da bitsin mantığıyla gelip zihnen ve bedenen zorlanıp, bu zorlanma karakterinde tamir edilemez yara açan bireylerin hikayesi... hakan gündayın Atatürk hakkındaki düşünceleri ve o döneme ait tespitleri ise tarih kitaplarına kök söktürür. Ben okuyabileceğini düşündüğüm arkadaşlarıma yıllardır gerek hediye ederek , gerek tavsiye ederek okumalarını sağlarım:))) sizde okuyun ve okutturun derim, herkese keyifli okumalar dilerim.
Hakan Günday’ın kitaplarına karşı bir antipatim vardı okumaya değer olarak görmüyordum aslında ama şimdiye kadar üç kitabını okudum ve bütün ön yargım yıkıldı. Harikanın bir tık ötesi bir kitap okudum yine sürpriz sonlu ve kesinlikle okumaya değer.
Hakan Günday'ın okuduğum ikinci kitabı, Az'dan sonra yine akılda kalıcı muhteşem bir romandı.
Belli bir yerinden sonra heyecan cidden üst seviyeye çıktı, sonra şaşırttı, en sonunda kahkaha bile attırdı..
Kitabın kahramanı soğuk.. Ama öyle bir delilik anlatılıyor ki, sorguluyor kitabın kahramanı; acaba insana genlerinden deliliğin böylesi aktarılabilir mi diye?
Soğukta nöbet tutarken, sonradan büyük büyük amcası olduğunu öğrendiği ve Atatürk'e suikasttan idam edilen Ziya Hurşit'in hayali karşısına dikilince artık çığırından çıkar er Asil. Onu 1 buçuk(!) cinayete sürükleyen olaylar, hücresinde bu kez geçmişe giderek Ziya Hurşit'i suikasttan vazgeçirdiğinde her şeyin düzeleceğine inanacak kadar delirmiş, ama bunu başarmıştır er Asil. Her şey yeniden düzenlenmiş ve kendini yeni sonun başlangıcında bulmuştur.. İşte bu kısmı harikaydı yahu! Tumturaklı bir küfür ve "Zorunuza mı gitti?" deyişi beni benden aldı:))))
Mutlakaaa okuyunn, ben de okumadığım tüm diğer kitaplarıyla okumaya devamm;)
Hakan Günday'ın öyle bir üslubu var ki ,öyle bir dili öyle bir kurgusu var ki okuyanlar bilir...Bu roman için şunu diyebilirim; Hakan Günday sizi bir zaman makinesine alıp sizi iki saatliğine bir geçmişe doğru bir yolculuğa çıkartıyor. Ve siz o tarihte yaşanan olayları an ve an yaşıyorsunuz, kızıyorsunuz,duygulanıyorsunuz,yeri geliyor kahkaha atıyorsunuz. iki saat sonra (kitabın sonları yani :( ) Hakan diyor ki yolculuk buraya kadar geri dönüyoruz, hiç gitmek istemiyorsunuz ama her güzel şey gibi bu rüya gibi yolculukta sona eriyor. Tabi yolculuktan sonra siz, siz olarak kalmıyorsunuz...
Akıcı sürükleyici ve kendine çeken bir kitap.
İlk başta anlamakta güçlük çekseniz de sonra herşey daha anlaşılır geliyor.
Merak düzeyi yüksek bir kitap.
Ve en önemlisi de beklediğiniz "son" ile bitmemesi :)
Okumanızı tavsiye ederim, okuyunuz.
Hayatımda en etkilendiğim kitaplardan biri!!!
Bu kitabı askerliğimi yaparken okumaya başladım.Bu kadar çok beğenmemin nedeni ise yazarın anlattığı askerlik hayatını birebir yaşamamdı.
Havanın buz gibi olduğu zamanlarda tuttuğum nöbetlerdeki düşündüğüm,hissettiğim her şeyi hatta daha fazlasını bulduğum bir kitap oldu.Bu yüzden roman karakterinin tuttuğu nöbetleri ve çektiği zorlukları anlatırken sanırım benim askerliğimi anlatıyor diye geçirdim hep içimden.
Kendinizden bir şey bulacağınız kitaplar olur ya bu kitap da onlardan biri benim için.Hayatımda beni bu denli etkileyen çok az kitap oldu.Tam anlamıyla çarpıldım!
Kitabın ilgi çeken başka bir tarafı ise nöbet tutan askerin bir hayaletle konuşması.Bu hayalet ise Ziya Hurşit gibi tarihi bir karakter.Ziya Hurşit’in ağzından anlatılan bölümler ise oldukça çarpıcı.Atatürke yapılan suikastin perde arkası ve yaşanan haleti ruhiye oldukça iyi aktarılmış.
Kitapta Yazarın ordu ve askerlik üzerine yaptığı tespitlere,teşhislere,teşbihlere ise katılmamam mümkün değildi.Neredeyse bizim düşündüğümüz her şeyi düşünüp yazmış.Bu konuda kendisine teşekkür ediyorum.
Aslında daha yazılacak birçok şey var ama spoiler vermemek adına bunları yazmayacağım ki okumak isteyenler tadını çıkarabilsin.
Yazarın diğer kitaplarına nazaran daha kolay okunan ve içeriği oldukça zengin bir eser.Özellikle askerliğini dondurucu soğuklarda nöbet tutarak yapan kişilerin kitabı çok beğeneceğini düşünüyorum.Herkese tavsiyemdir.İyi okumalar diliyorum :)
"Bir yanlışlık olmalıydı. Hayat kadar bir yanlışlık!"
Bir askerin yaşadığı zorluklar üzerinden toplumun ve yönetimin yanlışlarını, geçmişi günümüzle bağlayarak o kadar güzel anlatıyor ki..
**"Peki suçum ne? Bunun da bir önemi yok. Çünkü dünya o kadar güzel bir yer ki cezalandırılman için suçlu olman gerekmiyor. Burası bir cennet! Öyle bir cennet ki adalet, adaletsizliği unutmaktan geçiyor! Muhteşem!"
Bu toplumla savaşamayacak kadar çaresiz hisseden bireyin intihara yönelişini de anlayabiliyorsunuz bu şekilde. Onunla birlikte son sözü ne olabilir acaba diye düşünürken buluyorsunuz kendinizi. Onu o noktaya götürenleri fark ediyorsunuz.
**"İntihar eden herkes delidir!"
Hiçbir şeyin göründüğü kadar basit olmadığını gayet iyi anlıyorsunuz.
Hakan Günay'ın en sevdiğim kitaplarından biri oldu. Okunmasını öneririm.
Ne adamsın Hakan Günday ve güzel bir yazarsın. Her kitabını ayrı bir merak ve zevkle okuyorsun ve her kitap birbiriyle bağlantılı Azil’i okumam iyi olmuş ki Ziyan’ı anlayabileyim. Çok ince bir isim oyunu yapılmış hayran kaldım. Türkçe gerçekten de çok anlamlı bir dil. Bayıldım