Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Azra

Bugün
Niteliksiz Adam 1
Niteliksiz Adam 1
'la birlikte okuma serüvenimde 500. kitabımı tamamlamış bulunmaktayım. (lise ve sonrası) 500. kitaba özel bir öneri listesi yapayım dedim ama o kadar iyi kitaplar okumuşum ki 350 kitap falan önerirdim. Bu yüzden ben de bu 350 kitaptan ziyade okuduğumdan beri hemen her kitaba bakış açımı değiştiren psikolojik ve sosyolojik bir kitap önermek istedim:
Totem ve Tabu
Totem ve Tabu
Toplum kurallarının nasıl çıktığı, insanların bunlara nasıl bu kadar bağlı olduğu, coğrafyanın kader olup olmadığı, kitle psikolojisi, dogmatik inanç konuları üzerine bayağı bir sizi aydınlatacak ve perspektifinizi değiştireceğine emin olduğum bir kitap. Nice 500lere🎉
Reklam
Psikolog fiyatları da psikolojimi bozuyor.
Hayaller: tüm gün kitap okuyayım, kitap bitireyim Hayatlar (annem): kalk temizlik yap, işin gücün kitap

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Felsefi Roman Önerisi
Felsefi Roman nedir? Sizi bir yerde düşünceye iten, farklı bir bakış açısı kazandıran kitaplardır. Kafka'nın hemen her kitabında bu vardır, daha önce çok kez anlattığım için (videosunu da çektim) Kafka'yı es geçiyorum. Saatleri Ayarlama Enstitüsü olmayan bir şeyi varmış gibi gösterip bunu pazarlamanın sanatı tamamiyle. Okurken karakterle birlikte siz de "ben ne yapıyorum şu an?" diyeceksiniz. Hayy Bin Yakzan insanın başka insanlar olmadan da keşfetme özelliğini anlatan bir kitap. Dorian Gray'in Portresi güzellik ve kibir üzerine bol bol sorgulama yaşayacağınız bir kitap. Babalar ve Oğullar farklı görüşlerin nasıl bir tepki aldığını, aile içi çatışmaları bol bol göreceğiniz bir kitap. 1984 ve Hayvan Çiftliği'ni zaten anlatmaya gerek yok hepiniz okumuşsunuzdur. İktidar eleştirisi. Yabancı herkes gibi olmamanın cezasının nasıl kesildiğine şahit olacağınız bir kitap. Aylak Adam ise insanın parası olduğundaki rahatlığı, aileden gördüğü kötü davranışların çocuğa yansıması ve normalleştirmesini anlatır. Okuyun gelin konuşalım❤️
Her dişçiye gittiğimde aklıma Mihail Bulgakov'un diş çekerken hastasının çene kemiğini kıran karakteri geliyor🥲
Reklam
Ne kadar psikopatsınız? Ben kendi kurduğum gelecek senaryosuna saatlerce hıçkıra hıçkıra ağlayabiliyorum.
Küçük Ağaç'ın Eğitimi'ni okuyorum. Kitapta geçen bir alıntı: "Büyükanne, anlamadığı bir şeyi sevemeyeceğini söyledi." Hangi kitap olduğunu hiç hatırlamadığım bir başka alıntı; ancak anlamadığımız/tanımadığımız şeyleri sevdiğimiz, tanıdıkça sevgimizin azaldığını söylüyordu. Sizce hangisi haklı?
Mükemmellik
Mükemmelik. Özellikle Instagram'da bize oldukça dayatılan bir özellik: mükemmelik. En iyi, en popüler yerlere git; fotoğraf çek, paylaşım yap, beğeni al. En mükemmel halini sergile. Aman ha sakın kötü, mutsuz, üzgün bir halini gösterme sonra ilahlığın ortadan kalkar. Trendlere uy. Akımlara katıl. Arada takipçi, beğeni, yorum satın alabilirsin çünkü insanlar takipçisi çok olana daha çok rağbet gösterir. Ne kadar takipçi o kadar saygı. Hiç beğenmediğin ürünleri çok sevmiş gibi tanıtmayı unutma, önemli olan para. Şey bu arada mükemmel oldukça söz hakkın da artıyor; artık hiç bilmediğin, alakanın olmadığı konularda bile fikir beyan edersin takipçilerin sana bu hakkı veriyor. YALAN! MÜKEMMELLİK DİYE BİR ŞEY YOK! YAPAY OLMAYI BIRAKIN! SİZ BİR İNSANSINIZ KUKLA DEĞİL! SOSYAL MEDYANIN KÖLESİ OLMAYIN! Bu yakınmayı yazarken aklıma
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
'un
Kimlink
Kimlink
kitabı geldi, onu da önermiş olayım.
Klasik önerisi
Köpek Kalbi: bir insanın ne kadar nankör olduğunu, Demir Ökçe; devrim için hayatını feda eden bir adamı, Martin Eden; insanların ikiyüzlüğünü, Öteki; insanın yetersizlik hissi ve kıskançlık duygusunun başına neler getirebileceğini, Babalar ve Oğullar; yeni fikirlerin aile tarafından karşılaşımını, Oblomov; tembelliğin zirvesindeki Bir insanı anlatmakta. Okumadıysanız mutlaka okuyun.
Canı sıkılınca; dışarı çıkıp gezmek❌ kitapları düzenlemek✅
Reklam
Bir yandan oturayım klasikleri bitireyim diyorum, bir yandan öğretmenlik okuyorum eğitim üzerine kitap okuyayım diyorum, bir yandan filozofları okumak istiyorum, bir yandan psikoloji kitapları okumak istiyorum, sanata da biraz bakayım diyorum, biraz da bilim bilmem lazım diyorum, genel kültür diyorum, diyorum da diyorum. Liste bitmiyor ki. Hayır bir de karar veremiyorum.
Hasan Ali Yücel oğlunu "torpil" denmesin diye yurt dışına göndermiyor, arkadaşını gönderiyor. Can Yücel şair oluyor, arkadaşı cerrah. O cerrahın gelip Can Yücel'e "ayy sen kimsin ya? Ben senden daha üstünüm" dediğini düşünün. Tam olarak öyle bir hayat yaşıyorum.
Yanımızda en çok ne taşırsak o olacağımıza inanıyorum ben. Örneğin yanında sürekli kulaklık taşıyan, kulaklıksız dışarı çıkmayan birinin müzik dinlemeyi çok sevdiğini, müziksiz yapamadığını anlarız. Ben de yanımda sürekli kitabımı taşırım. Bazen birden fazla. O kitap orada olmazsa ben kendimi rahatsız hissederim. Hatta geçenlerde kitabın öğlen vaktinde bitti ve ikinci kitabı almadığıma çok üzüldüm. Olay bundan ibaret aslında. Ben otobüsteyken, duraktayken, bir yere erken geldiğimde, birini beklerken hep zamanımı kitapla değerlendiriyorum. Hatta bazen kitap okumak için insanlardan kaçıyorum. Biz kitap sayfaları olarak "kafasını kitapla bozmuş ruh hastaları" değiliz. Biz sadece kitaba zaman ayırıyoruz. Geçenlerde biri kitap okumanın sosyalleşmekten ziyade insanları asosyalliğe ittiğini söyledi. Yılda ortalama 100 kitap okuyan biri olarak söylüyorum, bana katkısı olmayan insanlarla aynı ortamda olmayı bile sevmiyorum. Raskolnikov'u bile bilmeyen bir insanı çok da kale alamam. Bu benim kişisel görüşüm. Kitap okumak beni asosyal bir insan mı yaptı? Hayır, kaliteli insanı anlama olanağı sağladı. Benim yazılarımın değişmez bir özelliği var: konudan konuya atlar. Bu da öyle bir yazı oldu. Peki sizin yanınızdan ayırmadığınız o "şey" ne?
91 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.