İyi Hissetmek şunu bir tavsiye üzerine okumuştum fakat bir faydasını göremedim. Bence bu konuda yararlı kitapları paylaşmamız gerekiyor. Sonuçta herkesin psikoloğa gidecek durumu olmayabilir.
Mükemmelik.
Özellikle Instagram'da bize oldukça dayatılan bir özellik: mükemmelik. En iyi, en popüler yerlere git; fotoğraf çek, paylaşım yap, beğeni al. En mükemmel halini sergile. Aman ha sakın kötü, mutsuz, üzgün bir halini gösterme sonra ilahlığın ortadan kalkar. Trendlere uy. Akımlara katıl. Arada takipçi, beğeni, yorum satın alabilirsin çünkü insanlar takipçisi çok olana daha çok rağbet gösterir. Ne kadar takipçi o kadar saygı. Hiç beğenmediğin ürünleri çok sevmiş gibi tanıtmayı unutma, önemli olan para. Şey bu arada mükemmel oldukça söz hakkın da artıyor; artık hiç bilmediğin, alakanın olmadığı konularda bile fikir beyan edersin takipçilerin sana bu hakkı veriyor.
YALAN!
MÜKEMMELLİK DİYE BİR ŞEY YOK!
YAPAY OLMAYI BIRAKIN!
SİZ BİR İNSANSINIZ KUKLA DEĞİL!
SOSYAL MEDYANIN KÖLESİ OLMAYIN!
Bu yakınmayı yazarken aklıma
Küçük Ağaç'ın Eğitimi'ni okuyorum. Kitapta geçen bir alıntı: "Büyükanne, anlamadığı bir şeyi sevemeyeceğini söyledi."
Hangi kitap olduğunu hiç hatırlamadığım bir başka alıntı; ancak anlamadığımız/tanımadığımız şeyleri sevdiğimiz, tanıdıkça sevgimizin azaldığını söylüyordu.
Sizce hangisi haklı?
Sevginin çok daha karmaşık bir şey olduğunu düşünüyorum. Duygular söz konusu olduğunda hissettiklerimiz net olsa dahi onu tanımlamak konusunda hala yetersiziz. Çünkü kelimelere dönen şey basitleşiyor. Bu da karmaşık olan duyguyu ifade etmemizi zorlaştırıyor. Her iki tanım da yerine göre doğru olabilir bence.