Yine bolca güldüğüm,gözlerimin sık sık dolduğu,kalbimin cız ettiğini hissettiğim sahnelerle dolu şahane bir kitaptı. İlk kitabı çok sevdim demiştim ya,ikinci kitaba aşık oldum desem az kalır.
.
İlk kitapta Murathan’a direnen bir Gökçen vardı ya hani. İşte bu kitapta aşık,aşkını söylemekten çekinmeyen bir Gökçen var. Birbirlerini sahiplenien,her kötü ve iyi anlarında birbirlerinin yanında olan bir Murathan ve Gökçen bizi bekliyor bu kitapta. Onlar sevgiyle,bazen kavgayla aşklarını yaşarken düşman da boş durmayacaktı tabii. Murathan gibi yiğit bir askerin,düşmanı da çok olacak bu da onu en sevdiğiyle sınanmasına neden olacaktır. Ama Gökçen gibi inatçı Murathan gibi korkusuz birinin karşısında kim yıkılmadan kalabilirdi ki ?
.
Murathan ve timini çok özlemişim. Barbaros,Zülfikar,Timur,küçük Mete ve daha nicesi. Bilge,Duru,Aybüke. Hepsinin arasındaki arkadaşlık,aşk ve zaman zaman nefret ilişkisi. Her satırından keyif aldım yine. Kalbim ağzımda okuduğum bölümler de vardı,kahkalara boğulduğum ve kalbimi ağrıtan bölümler de. Düşünsenize birinin çocukluk aşkısınız ve kalbindeki yeriniz geçen senelere rağmen bozulmadan duruyor. Böyle bir şey gerçekten sadece kitaplarda mı olur? Bizim neslimiz bunu yaşayamayacak kadar şanssız bir nesil maalesef. Ama insanız,umut etmeden yapamayız.O yüzden Loresima hep yazsın,biz hep okuyalım. Devam kitabında neler olacağını bilmem,onu yine heyecanla beklememe engel değil tabii ki. Tüm duyguları size hissettirecek bir kitap arıyorsanız,bu kitap o kitap arkadaşlar. Okuyun,okutun