Saat 09:00
Bu sabah yoğun kar yağışı altında Odessa’ya indim. Yolculuğun böyle acil olanından çok nefret etsem de seçme şansım olmadığı için yolculuk boyunca Bay Pavel’e sövmeyi kendime oyun edinip, çokta eğlendim. Uçağın iniş takımları açıldığında ise Bay Pavel’in sadece kulaklarının ardı kalmıştı dokunulmamış. Kıpkırmızı yüzü bu alengirli
1=Şibumi /Trevanian (445)
2=Acı çikolata /Laura EsQuivel (221)
3=Anılar /Ilya Ehrenburg (288)
4=Kaputt/Curzio Malaparte(594)
5=Yılanı öldurseler /Yaşar Kemal (102)
6=Bir Alkoliğin anıları /Jack London (268)
7=Savaştan sonra /Carol Matas (150)
8=Baraganın Devedikenleri/Panait Istrati (135)
9=Demiryolu serseriler /Jack London (200)
10=Dünyayı Sarsan 10 gün /John Reed (368)
11=Tolstoy un yaşamı /Romain Rolland (145)
12=Bet_Şeba/Torgny Lindgren (274)
13=Ademden önce /Jack London (192)
14=Savaşta bir yazar Vasili Grossman
Kızıl orduyla 1941_1945 /Antony Beevor (382)
15=Düşünüyorum öyleyse vurun /Ilhan Selçuk (206)
16=Kız, Kar ve Kan /Jack London (251)
17=Yüzyılın Lideri /Sinan Meydan (399)
18=Bir ıngiliz afyon tiryakisinin anıları /Thomas de Quincy (133)
19= Allahın kullanılması ve kut istismarına karşı Atatürk /Necati Ulunay Ucuzsatar (305)
Demir kapıyı açıp karanlık avludan içeriye girdi. Avlu soğuktu. Biraz yürüdükten sonra geniş tahta merdivenin önüne geldi. Kapancanın boşluklarından beliren ışık, evdekilerin uyumadığını gösteriyordu.
Kirli fistanın içine üşüyen ellerini koyarak beklemeye başladı.
Iki saat kadar bekledikten sonra kapancanın üzerindeki ışık süzmeleri çoğaldı.