Kızıma mektup;
"Baban benim...Çocukluktan çıkıp yetişkinliğe adım atmak için benimle ve annenle çatışman kaçınılmazdı.Sen zaman zaman benden zaman zaman da annenden uzaklaşarak büyüdün.Seni anlayarak ve seni özgür bırakarak senin olgunluğa ve genç kızlığa geçişini hep seyrettim.Anne çocuk ilişkisine benzemez baba kız ilişkisi.Anne çocuk ilişkisi ikisini kapatan bir dairedir.Oysa baba bu dairenin dışında kalır,benim de zaman zaman dışında kadlığım gibi.O yüzden çocukla babanın birbirlerine yürümeleri gerekir.Çocuk tökezler baba ağırdan alır.Çocuk da baba da yürümenin acemesidir.Vakit alır bazen.Ama kız çocukları aşar bu engeli.Bir koşuda kendilerini atarlar babalarının şevkat dolu kucaklarına.Anneyle kurulmuş iyi bir ilişkinin insanın iç dünyasını zenginleştirdiğine inanır senin bu şiko baban.Babayla kurulmuş iyi bir ilişki ise dünya ile kurulmuş sağlam ilişkiler demektir.Seni her zaman kucaklayacak bir annen ve seni her zaman kucaklayacak bir baban var bunu hiç bir zaman unutma .Ben bu kadar dert ve sıkıntılarıma rağmen ayakta kalmaya ve sana hiç bir şekilde yansıtmamaya çalışıyorum.Huzursuzluktan uzak,kaygılarını dışarı vurmayan bir baba .Bir çocuk daha ne ister.Babasının kızları ve babasız kızlar iki ayrı ülke ve iki ayrı çoğrafya gibidirler.Birinciler altan alta neredeyse bilinçdışı dinamiklerle seçikleri erkeğin babanın yerini almasını ister,ikinciler sevdikleri erkeğin aynı zamanda baba olmasını isterler.İkiside imkansızın peşindeler.Benim kızım akıllı ve babasının biricik kızıdır.Öpüyorum o güzel biricik genç kızımı."
Kızıma mektup;
"Melek yavrum; Hiçbir şeyden korkma Tanrı seni korusun..... Bu gün, yarın, daima, Kalbin.... Neşe ve saadet dolsun.... İnsanları,kuşları,çiçekleri sev, Allah yardımcın olsun...."
Reklam
BU KADINLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYUN! (Sema Maraşlı) On sekiz yaş altında evlenmenin cezasını çeken genç kadınlar onlar. Severek isteyerek düğünle dernekle evlendikleri kocaları hapiste, gerçek tecavüzcülerle aynı koğuştu yatıyor. Onlar da dışarıda babasız büyütmek zorunda kaldıkları çocukları ile hayat mücadelesi veriyorlar. Kocaları hapiste
Üstüme gelse de boğmayacak beni bu sızılar, çünkü hala mektup yazıyorum doğmayacak kızıma.❤️
Üstüme gelse de boğmayacak beni bu sızılar, çünkü hala mektup yazıyorum doğmayacak kızıma.❤️
Merhaba sevgilim. Sana bu yazıyı, bilmediğim bir hastanenin hiç bilmediğim, tek kişilik bir odasından yazıyorum. Az önce kapıda doktorlar konuşurlarken duydum; tehlikeli olabilirmişim ve takip edilmeliymişim. Neden bunları konuştuklarını anlamış değilim, acaba hasta mıyım ki ben? Neyse; uzunca bir süredir sana mektup yazamıyorum, arayamıyorum ve soramıyorum bana kızmıyorsun değil mi? Burada ben iğnelerle ayakta durabiliyorum ve yanı başımdaki masanın üzerinde duran mavi tokan. Ona bakarak kendi kendime konuşuyorum ve arada hemşireler iğne vurmaya geldiklerinde soruyorlar bu kimin diye? Diyorum ki bu benim olmayacak duaya amin deyişimin. Şaşırıyor ve gidiyorlar. Burada biz seni çok özlüyoruz Biz burada hep seni düşünüyoruz, mavi tokan yine o güzel saçlarına yakışmış mıydı acaba ve doğmamış olan kızıma vereceğim ismin, başka bir adamın ismiyle anılıyor muydu? Bunları düşündüğüm de kalbim acıyor ve tek ilacım olan sensizliği sürüyorum kanayan yarama. Farkındayım aslında her şeyin, fazla ömrümün kalmadığını da biliyorum. Ve seni seviyorum. Senin beni hiç sevmediğini bile bile. Seni Seviyorum...
Reklam
35 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.