Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nehir

Bağlanma prensipleri bize insanların ancak giderilmemiş ihtiyaçları kadar muhtaç olduklarını öğretir. Duygusal ihtiyaçları karşılandığında -ne kadar erken o kadar iyi- ilgi dışarıya yönelir. Bu, bağlanma literatüründe “bağımlılık paradoksu” olarak geçer. İnsanlar bir diğerine ne kadar etkin şekilde bağlanırsa, o kadar cesur ve bağımsız olurlar.
Reklam
Partnerimiz bizi güvende hissettirmekte başarısız olduğunda, o güveni sağlayana kadar girişimlerimizi sürdürmeye programlıyız.
…Mamafih ona şiirler yazdı, güzel şiirlerdi doğrusu.” “Böylece sevgisini tüketti,” dedi Elizabeth sabırsızca. “Aynı şekilde yenik düşen bir çok kişi olmuştur. Şiirin aşkı yok etme yeteneğini ilk kim keşfetti merak ediyorum doğrusu.” “Şiiri hep aşkın gıdası olarak düşünürdüm,” dedi Darcy. “Sağlıklı, güçlü, iyi bir aşk için doğru olabilir. Zaten güçlü olan bir şeye her şey iyi gelir. Ama eğer zayıf, cılız bir eğilimse tatlı bir sone açlıktan öldürür onu.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
bana haksızlık edildiği düşüncesi içimde öylesine gelişti ki artık bütün dünyayı suçluyorum bu bakımdan. Bu bakımdan da istemediğim bir yerlere vardım, artık bütün dünyanın suratına çarpıp duruyorum kapıları.
Sayfa 180Kitabı okudu
Tanımlayamadığım, bir ad veremediğim duygular yüzünden ne kadar üzülmüştük.
Reklam
Sanırım annem, onu hiç yargılamamış olduğum için bana minnettardı; yargılamadan uzak durmak onun içinde sevgiye uzanan minik bir delik açtı; bu onun sahip olmak isteyip başaramadığı bir tutumdu.
Sayfa 241Kitabı okudu
Her neredeysem, ne yapıyorsam, bir başka yerde olup bir başka şey yapmak istiyordum.
Sayfa 189Kitabı okudu
“Dipte mutlak karanlıkla karşılaşacağımı sanmıştım oysa belli bir noktaya geldiğimde dibin ışıklı ve aydın görünüşü karşısında şaşırıp kaldım”
Sadece bazı anne babalar yeni doğmuş bir bebeğin, sevgileri ve iyi niyetleriyle, hayallerinin varlığına dönüştürebilecekleri bir kil yumağı, bir tabula rasa olduğuna inanacak kadar saf ve iyimserdirler. O minicik ellerin aslında uzun, dürülmüş bir parşömen tuttuğunu fark edebilmek için biraz daha şüpheci olmak gerekir; anne ve baba bu parşömen rulosunu açma yürekliliğine sahip olabilseler, henüz dünyaya getirdikleri varlığın kaderinin derin çizgilerle çoktan çizilmiş olduğunu görebilirler.
“No one is just a victim or a victor. Everyone is somewhere in between. People who go around casting themselves as one or the other are not only kidding themselves, but they’re also painfully unoriginal.”
Reklam
“If you love someone enough, you should be able to overcome anything,” she said. “And we have always loved each other so much, more than I ever thought I could be loved, more than I ever thought I could love. So why . . . why couldn’t we overcome it?” “We did,” I said, turning toward her. “We’re here.”
Robert merely stumbled into something that worked for him, unsure what he wanted until he had it. Some people are lucky like that. Me, I’ve always gone after what I wanted with everything in me. Others fall into happiness. Sometimes I wish I was like them. I’m sure sometimes they wish they were like me.
“Relationships are complex,” Evelyn says. “People are messy, and love can be ugly. I’m inclined to always err on the side of compassion.”
“I love you so much that when I sometimes get a look at all the crazy fan mail you get, I think, Well, sure, that makes sense. I want to collect her eyelashes, too.”
“None of them were famous,” she said. “None of them meant anything to me. I touched them and thought of what it felt like to touch you.” My heart both ached and swelled to hear it. “You shouldn’t have left me, Celia.” “You shouldn’t have let me leave.” And with that, I had no more fight in me. My heart cried out the truth through my throat. “I know. I know that. I know.”
104 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.