Acı
Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları , başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönmeyi isteğini bile söndüren bir şey.
Bir kez ve çok güçlü acı çekmek, yaşam boyu kronikleşmiş acıyı çekmekten daha kolaydır.
Sayfa 112Kitabı okudu
Bin çeşit yolu var bunu söylemenin. Bu acıyı bin farklı cümleyle anlatabilirim ben, ama hepsi aynı kapıya çıkar.
Acıları hafifletmenin amacı nedir?
Sayfa 17 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"...insanı en çok yaralayan şey fiziksel acı değil, haksızlığın, mantıksızlığın verdiği ruhsal ıstıraptır."
"eğer biri acı çekecekse, bu kişi yalnızca kendi olmalıydı."
Sayfa 47Kitabı okudu
Ne yapıyorsunuz böyle? Benim gibi birinin önünde!..
Raskolnikov hemen kalktı, pencereye doğru yürüdü, yabanıl bir sesle:
— Ben senin önünde değil, insanlığın çektiği acıların önünde eğildim,-dedi
Sayfa 401Kitabı okudu
Şarkı Oğuz için bitti.
Fakat ikimiz de dans etmeyi bıraktık.
Sayfa 209
Oğuz öldü.
Ve bu dünyanın en acı cümlesiydi.
Oğuz öldü.
Ve bu dünyanın en acı şeyiydi.
Sayfa 208