Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Nitelikli bir yalan içinde her zaman önemli oranda gerçek taşımalıdır. Marka bir firmayı taklit eden çakma bir ayakkabının gerçeğinden ayırt edilebilmesinin zor olmasıyla övünen üretici, bu gerçeği ifade etmektedir. Hatta bazıları daha ileri gidip "Orjinalinden daha iyi" diye gururlanırlar.
Sayfa 29
Yumuşak Güç
Amerikalı stratejisyen Joseph Nye, yumuşak güç kavramını öne sürmekte ve Amerika'nın yumuşak gücünü kullanmasının daha maliyetsiz, kesin ve kalıcı sonuçlar getireceğini ifade etmektedir. "Düşmanımızın bizim gibi düşünmesini sağlayabilirsek, savaşmak zorunda da kalmayız." gerçeğine yaslanan yumuşak güç; sinema, müzik, tiyatro, bilim, edebiyat, sanat gibi kültürel araçların etkisine vurgu yapmaktadır (Nye, 2005).
Sayfa 16
Reklam
Bir kişinin travmaları olması o kişiyi masum yapmaz
Eğer bugün asgari ücrete talim bir işte çalışıyorsak, iyi bir üniversite okuyamamışsak, iki lafı bir araya getirip insanların önünde konuşmaya çekiniyorsak, ya da olabileceğimizden daha iyi bir yerde olamamışsak bunun sebebi bu olmalıydı: Anne babamız bize değer vermemiş; 'cezayla-korkuyla' bizi büyütmüştü.
Sayfa 38
1. Kural: Amacın Gizlenmesi: "Niçin" Sorusunun Sorulmasına İzin Vermemek Kandırılan kişiye gideceği yol gösterilmeli, ama bu yolun nereye çıktığı bilgisi saklı tutulmalıdır. Algı yöneticisi ve manipülatör, çoğu zaman, amacı gizlemek için sahte bir amaç üretir.
Sayfa 22
Edward Bernays: Kadınları Sigaraya Başlatan Adam
1900'lü yılların başlarında Amerika'da kadınların halk arasında sigara içmesi ayıplanıyor, doğru bulunmuyordu. Ayrıca kadınlar umuma açık yerlerde sigara içmesi bazı yasalarla yasaklanmıştı.(Kalender, 2013). Kadınlar arasında sigara içme oranı oldukça düşüktü (%5 civarında). American Tobacco Company'nin sahib George Washington Hill, sigara kullanımının kadınlar arasında da yaygınlaştırılması halinde, cirosunun büyük bir artış göstereceğini biliyordu. Bernays'le bunu gerçekleştirmesi için bir anlaşma yapt Edward Bernays, Freud'un ve çeşitli psikologların da görüşlerini aldıktan sonra, oldukça ilginç bir proje hazırladı. Bir grup feminist kadınla anlaşarak onları örgütledi. Bu kadınlar New York'ta her yıl yapılan Paskalya yürüyüşüne katılacak, geçit esnasında jartiyerlerinden çıkardıkları sigaraları yakacaklardı. Projenin ana teması şuydu (Erdoğan, 2006): Kadınlar Amerikada erkekler tarafından baskıya uğruyor, özgürlükleri kısıtlanıyordu. Sigara, bu erkek egemen baskıya karşı başkaldırma anlamına geliyordu. Ayrica Amerika'nın özgürlüğünü sembolize eden Özgürlük Heykeli de elinde bir meşale tutuyordu. Kadınların ellerinde yanan sigaralar da onların erkek egemen düzene karu özgürlük meşaleleri olacaktı. Bernays bir grup gazeteciyle de anlaşmıştı. Geçit esnasında sigara içen kadınların fotoğraflarını çekecek (Şekil 2), kampanyanın teması doğrultusunda haberleştireceklerdi. Kampanya o denli başarılı oldu ki, 1923 yılında kadınların sadece %5'i sigara içerken bu rakam 1929 yılında %12'ye ve sonraki bir kaç yıl içinde de %35'e çıktı.
Sayfa 24
AIDS hastalığının ilk kez duyulduğu yıllarda tıp camiası bu yeni hastalığa GRID (Gay Related Immun Disorder) yani Eşcinsellikle İlişkili Bağışılık Sistemi Bozukluğu adını vermişlerdi. Fakat daha sonraları eşcinsellik yanlısı lobilerin baskısı sonucu hastalığın ismi AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Sistemi Bozukluğu) olarak değiştirilmişti.
Sayfa 194
Reklam
3. Kural: Uzmanlık, Güvenilirlik ve Saygınlık: Akredite Edilmiş Bilgi Algı yönetimi ve manipülasyonun başarılı olabilmesi için dikkat edilmesi gereken üçüncü kural güvenilirlik ve saygınlıktır. Saygınlık; toplumsal statü, unvan ve prestij ile ifade edilirken, güvenirlik; algı yönetmeni ve manipülatörün menfaat ve çıkar için bizimle iletişim kuruyor görünmemesidir. Güvendiğimiz kişilerin bizim üzerimizde daha etkili olacağı açıktır.
Sayfa 33
Kadını, erkeği, çocuğu, insanı velhasıl hayatı bir akademisyenin kendi kimliğini oluşturan değerlere dayanarak tanımlaması pek mümkün değildir.
Sayfa 43
Eşcinselliğin tek başına bir topluma yerleşebilmesi mümkün görünmemektedir. Bu sebeple eşcinselliği dünya çapında örgütleyen algı yönetmenleri ve manipülatörler, eşcinselliği “haklı/kabul gören bir davanın içine yerleştirilerek topluma taşımayı düşünmektedir.
Sayfa 214
Mozart dinlemek zekayı arttırmıyormuş :)
California Universitesi'nden psikolog Frances Ra- uscher ve ekibinin Nature dergisinde, yayınlanan çalışması Mozart dinlemenin zekâyı arttırdığını öne sürüyordu. Çalışmanın Nature gibi saygın bir dergide yayınlanmış olması, araştırmayı yürüten psikoloğun California Üniversitesi etiketini taşıması, çalışmanın etkisini bir anda uluslararası düzeye taşımıştı. O günden sonra pek çok anne-baba çocuğunu "Mozart dinleyerek/dinleterek" büyüttü. Halbuki Nature dergisinde yayınlanan makale bir gerçeği yansıtmıyordu. Ondan sonra yapılan pek çok araştırmada bunun bir "efsane" olduğu ortaya konuldu. Ama Mozart'ın zekâyı arttırdığı yönündeki inanış o kadar güçlü yerleşmişti ki, hâlâ yıkılmış sayılmaz.
Sayfa 182 - Detaylar yorumda
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.