Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Yumuşak Güç
Amerikalı stratejisyen Joseph Nye, yumuşak güç kavramını öne sürmekte ve Amerika'nın yumuşak gücünü kullanmasının daha maliyetsiz, kesin ve kalıcı sonuçlar getireceğini ifade etmektedir. "Düşmanımızın bizim gibi düşünmesini sağlayabilirsek, savaşmak zorunda da kalmayız." gerçeğine yaslanan yumuşak güç; sinema, müzik, tiyatro, bilim, edebiyat, sanat gibi kültürel araçların etkisine vurgu yapmaktadır (Nye, 2005).
Sayfa 16
1. Kural: Amacın Gizlenmesi: "Niçin" Sorusunun Sorulmasına İzin Vermemek Kandırılan kişiye gideceği yol gösterilmeli, ama bu yolun nereye çıktığı bilgisi saklı tutulmalıdır. Algı yöneticisi ve manipülatör, çoğu zaman, amacı gizlemek için sahte bir amaç üretir.
Sayfa 22
Reklam
Sebep sorusu bizi geçmişe götürür. Amaç sorusu ise bizi geleceğe götürür.
Türkçe'de bildiren soru kelimesiyle (neden) amaç bildiren soru kelimesi (niçin) birbirlerinin yerine kullanılabiliyor. 'Neden' soru kelimesini, açımladığımızda "bunu eden şey nedir?" demektir. 'Niçin' ise, "bu ne için?" anlamına geliyor. Fakat her iki soru keli- mesi de sebepleri ve amaçları öğrenme maksadıyla kullanılabiliyor. Belki de bunun yol açtığı karışıklıktan olsa gerek, sebep ve amaç arasındaki önemli farka yeterince dikkat etmiyoruz. Sebepler bir olayın, bir davranışın, bir durumun öncesiyle ilgilidir. Sebep sorusu bizi geçmişe götürür. Amaç sorusu ise bizi geleceğe götürür.
Sayfa 22
Edward Bernays: Kadınları Sigaraya Başlatan Adam
1900'lü yılların başlarında Amerika'da kadınların halk arasında sigara içmesi ayıplanıyor, doğru bulunmuyordu. Ayrıca kadınlar umuma açık yerlerde sigara içmesi bazı yasalarla yasaklanmıştı.(Kalender, 2013). Kadınlar arasında sigara içme oranı oldukça düşüktü (%5 civarında). American Tobacco Company'nin sahib George Washington Hill, sigara kullanımının kadınlar arasında da yaygınlaştırılması halinde, cirosunun büyük bir artış göstereceğini biliyordu. Bernays'le bunu gerçekleştirmesi için bir anlaşma yapt Edward Bernays, Freud'un ve çeşitli psikologların da görüşlerini aldıktan sonra, oldukça ilginç bir proje hazırladı. Bir grup feminist kadınla anlaşarak onları örgütledi. Bu kadınlar New York'ta her yıl yapılan Paskalya yürüyüşüne katılacak, geçit esnasında jartiyerlerinden çıkardıkları sigaraları yakacaklardı. Projenin ana teması şuydu (Erdoğan, 2006): Kadınlar Amerikada erkekler tarafından baskıya uğruyor, özgürlükleri kısıtlanıyordu. Sigara, bu erkek egemen baskıya karşı başkaldırma anlamına geliyordu. Ayrica Amerika'nın özgürlüğünü sembolize eden Özgürlük Heykeli de elinde bir meşale tutuyordu. Kadınların ellerinde yanan sigaralar da onların erkek egemen düzene karu özgürlük meşaleleri olacaktı. Bernays bir grup gazeteciyle de anlaşmıştı. Geçit esnasında sigara içen kadınların fotoğraflarını çekecek (Şekil 2), kampanyanın teması doğrultusunda haberleştireceklerdi. Kampanya o denli başarılı oldu ki, 1923 yılında kadınların sadece %5'i sigara içerken bu rakam 1929 yılında %12'ye ve sonraki bir kaç yıl içinde de %35'e çıktı.
Sayfa 24
2. Kural: Gerçeğe Yaslanmak: Yalanın En İyi Koruyucusu Doğrulardır
John J. Mearsheimer (2012), Liderler Neden Yalan Söyler? Uluslararası Politikada Yalan Gerçeği isimli kitabında Winston Churchill'den şu sözü aktarıyor: Savaş zamanında hakikat, daima bir grup yalanlar muhafızının refakat etmesi gereken çok kıymetli bir mücevher gibidir. Churchill'in söylediği sözün tersi de geçerlidir: Bir yalanı, en iyi, bir grup doğrular muhafızı korur.
Sayfa 29
Nitelikli bir yalan içinde her zaman önemli oranda gerçek taşımalıdır. Marka bir firmayı taklit eden çakma bir ayakkabının gerçeğinden ayırt edilebilmesinin zor olmasıyla övünen üretici, bu gerçeği ifade etmektedir. Hatta bazıları daha ileri gidip "Orjinalinden daha iyi" diye gururlanırlar.
Sayfa 29
Reklam
Bir kişinin travmaları olması o kişiyi masum yapmaz
Eğer bugün asgari ücrete talim bir işte çalışıyorsak, iyi bir üniversite okuyamamışsak, iki lafı bir araya getirip insanların önünde konuşmaya çekiniyorsak, ya da olabileceğimizden daha iyi bir yerde olamamışsak bunun sebebi bu olmalıydı: Anne babamız bize değer vermemiş; 'cezayla-korkuyla' bizi büyütmüştü.
Sayfa 38
3. Kural: Uzmanlık, Güvenilirlik ve Saygınlık: Akredite Edilmiş Bilgi Algı yönetimi ve manipülasyonun başarılı olabilmesi için dikkat edilmesi gereken üçüncü kural güvenilirlik ve saygınlıktır. Saygınlık; toplumsal statü, unvan ve prestij ile ifade edilirken, güvenirlik; algı yönetmeni ve manipülatörün menfaat ve çıkar için bizimle iletişim kuruyor görünmemesidir. Güvendiğimiz kişilerin bizim üzerimizde daha etkili olacağı açıktır.
Sayfa 33
Renata Saleci (2014) Seçme İkilemi başlıklı kitabında insanoğlunun belki de tarihin hiç bir döneminde bu kadar seçenekle karşı karşıya kalmadığını vurgulayarak, seçme özgürlüğünün bizim karar verme becerilerimizi paradoksal bir şekilde köreltip köreltmediğini sorguluyor.
Sayfa 34
profesör, sıradan bir öğrenciden daha kısa boylu olacak değil ya!
Bu konudaki etkileyici ve ilginç bir deneyi Wilson (1968) yapmıştır. Deneyde bir adam farklı sınıflarda farklı unvanlarla tanıtılmış ve her Sınıfta öğrencilerden adamın boyunu tahmin etmeleri istenmiştir. Adam bazı sınıflarda öğrenci olarak, bazı sınıflarda öğretmen, bazı sınıflarda ise profesör olarak tanıtılmıştır. Öğrenci olarak tanıtılan Sınıflarda adamın boyu 1.70 olarak tahmin edilirken, profesör olarak tanıtılan sınıflarda bu tahmin 1.75'e çıkmıştır. Öğrenciler unvan arttıkça adamın boyunu da daha uzun algılamaya başlamışlardır. Öyle ya koskoca profesör, sıradan bir öğrenciden daha kısa boylu olacak değil ya!
Sayfa 37
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.