Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Birçok dolandırıcının insanları kandırabilmesinin temel tekniği, kendilerine aşırı güvenli tavırları ve inandırıcı otorite rolü oynamalarıdır.
Sayfa 42 - Karma KitaplarKitabı okudu
Unutmayın;duygular her zaman mantık ve rasyonel düşünceden daha kuvvetlidir.
Sayfa 30 - Karma KitaplarKitabı okudu
Reklam
Zaten konuya olumlu yaklaşan birine evet dedirtmeniz onu ikna etmek değildir. Yani şimdi gelseniz, "Hocam hadi gidip tanıdığım bir kafede güzel bir sucuklu yumurta yiyelim," deseniz (bak gene sucuk dedim) daha lafınızı bitirmeden ben zaten ayakkabılarımı başlarım. Bu beni ikna ettiğiniz anlamına gelmez, sadece duymak istediğimi söyleyerek harekete geçmeme yardımcı oldunuz.
Sayfa 20 - Karma KitaplarKitabı okudu
Kadınların yüzde 31'i boşanmak istedikleri ya da erkeklerin barışma/birliktelik teklifini reddettikleri için öldürüldü. ... Yapılan vurgular, okuyucuda "Erkek milleti katildir" duygusu oluşturmakta, kocaları ve babaları; eşleri ve kızları için tehlikeli kişiler olarak resmetmektedir.
Sayfa 88
7. Kural: Tekrar: Sürekli Tekrar
İnsan, bir tanıma göre, unutmak anlamına gelen "nisyan" ile aynı kökten gelmektedir. Belki de bu sebeple olsa gerek, Peygamberlerin bir görevi de "tezekkür'dür; yani hatırlatmak. Çünkü insan, en önemli şey olan, hayata gelme amacını bile unutabilir.
Sayfa 73
6. Kural: Bütünden Koparmak: Derede Boğmak
Bütünden koparılmış bilgi, sadece eksik bilgilenmemiz anlamına gelmez, aynı zamanda düşünce, duygu, davranış ve tutumların yanlış şekillenmesine neden olur. Körlerin fili tarif ettiği meşhur hikâye bütünü görmeden yapılan bir tarifin çelişkili, yanlış ve komik olacağını ortaya koymaktadır.
Sayfa 65
Reklam
4. Kural: Etkili bir taşıyıcı bulmak: Satışın damarları
Kamuoyunun algılarını yönetebilmek ve kitleleri manipüle edebilmek için fikirlerin pazarlanacağı etkili taşıyıcılar bulmak algı yönetiminin bir diğer önemli kuralıdır.
Sayfa 52
Kadını, erkeği, çocuğu, insanı velhasıl hayatı bir akademisyenin kendi kimliğini oluşturan değerlere dayanarak tanımlaması pek mümkün değildir.
Sayfa 43
Milenyum kuşağının uzmanlara danışılarak yetiştirildiğini söyleyebiliriz. Belki de tarihin hiç bir döneminde çocuğun üzerindeki anne-baba etkisi bu kadar azalmamıştı.
Sayfa 42
profesör, sıradan bir öğrenciden daha kısa boylu olacak değil ya!
Bu konudaki etkileyici ve ilginç bir deneyi Wilson (1968) yapmıştır. Deneyde bir adam farklı sınıflarda farklı unvanlarla tanıtılmış ve her Sınıfta öğrencilerden adamın boyunu tahmin etmeleri istenmiştir. Adam bazı sınıflarda öğrenci olarak, bazı sınıflarda öğretmen, bazı sınıflarda ise profesör olarak tanıtılmıştır. Öğrenci olarak tanıtılan Sınıflarda adamın boyu 1.70 olarak tahmin edilirken, profesör olarak tanıtılan sınıflarda bu tahmin 1.75'e çıkmıştır. Öğrenciler unvan arttıkça adamın boyunu da daha uzun algılamaya başlamışlardır. Öyle ya koskoca profesör, sıradan bir öğrenciden daha kısa boylu olacak değil ya!
Sayfa 37
49 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.