Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Binnur Şafak Nigiz

Profil
Kendi kadınını öldüren bir iblis, bir şeytanı kendi kadını yapabilecek kadar günahsız bir cehennemdi.
Onun gözleri gece yarısı okyanusu gibiydi, dibinde neler olduğunu gece bile bilmiyordu, gece bile siyahını onun dibine ulaştıramıyordu çünkü okyanusun dibi zaten zifir gibiydi.
Sayfa 181 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bana işlediği en büyük suç, en affedilmez günahmışım gibi baktı ama aynı zamanda bu günahı işlemeye muhtaçtı.
Sayfa 133 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Kalbim daima kanla beslenen bir sülüğün dişlerinin arasındaydı. Hislerimden akan kanla beslenerek gittikçe irileşen bu sülüğün ismi acıydı. Zihnim ise, bir şeytanın boynuzları kadar sivri dikenlere sahipti ve düşüncelerimi sakladığım deriyi delerek, fikirlerimin kanını akıtmaktan hoşlanırdı. Biri kurban, biri katil olan bu iki şeyi yan yana düşüren Karan Çakıl'ın varlığıydı. Kalbim kurbandı. Zihnim katil. Ya da yıllarca bir katili kurban sanmış, bir kurbanı katil bilmiştim. Belki de gerçek katil benim kalbimdi.
Sayfa 153 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
"Kaç kez battım dibe inan hatırlayamıyorum artık," dedi, sesi solgundu. "Ama bildiğim bir şey var ise, o da dibin sonu yok." "Dibin sonu yok." diye onayladım onu, ceplerime doldurduğum hayal kırıklıklarını avuçlayarak.
Sayfa 168 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
"Kalbimdeki, belki de içimdeki bu sıcak soğuk dengesini bir türlü kuramıyorum Karan." Derin bir nefes aldım, kokusu ciğerlerimi doldurup ruhumu neşterledi. "Soğuk bir bardak gibiyim ben. Bir gün cidden o kahve içime dökülürken dayanamayıp çatlayacağım. İnsanlar ise sadece o küçük çıt sesini duyacak." "Çatla," dedi aniden. "Ben o bardağın ağzımı parçalayacağını bilsem, dudaklarıma yaslarım."
Sayfa 170 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Sen bu kalbi hiç sevmedin baba ama bu kalp seni çok yakından tanıyor. Sen bu ruhu hiç görmedin anne ama bu ruhun çatlaklarından senin sanatının siyah boyası akıyor. Ellerinizde bir çocukluk, yetişkinliğimizi şekillendiren... Bizi neden sevmediniz?
Sayfa 175 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Sesindeki esrar, bir sır değil gerçek bir uyuşturucuydu.
Sayfa 129 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Bekledi. Bu bir yangındı ve o, yanan evin içindeydi. Bir uçurtmanın ipini tutsa, uçar mıydı bulutlara?
Sayfa 171 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
"Ay Işığı saklanmış harelerine," diye fısıldadı sıcak nefesi dudagamyin üstündeki sus çizgisine çarparken. "Bakma öyle yakamozu yanmış gece gibi bana." Aslında gözlerinde geceyi taşıyan adam oydu. Parmaklarım farkında olmadan göğsüne dokundu. Avuçlarımı ikimizin arasına, onun göğsünün üstüne yerleştirip alnımı alnına yasladım. "O zaman sen de bakma öyle bulutun içine saplanmış ay gibi." "Nihayet gece ayını buldu." "Ayın gece olmadan bir anlamı yok." "Gecenin ay olmadan bir anlamı yok." "Gece karanlık, senin gibi." "Bazı insanlar ayın ışığını görmek için geceyi bekler." Avucunu tamamen belime bastırdı. "Bazı insanlar sadece ay ışığı için geceyi ister." Sertçe yutkundum. "Öyle mi?" "Sence?" "Sen öyle diyorsan..." "İnanır mısın?" Dilimin ucunda yanan ateşe aldırmadım, ilk kez gözlerimde gerçek bir ışıkla ona baktım. "İnanırım."
Sayfa 182 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Asi, benzinsin sen." Benzin. Bana fısıldadığı yeni ismim buydu. Bana dokunduğu an ikimizi içine çekip yutan yangının sebebi buydu. "Senin su olduğunu düşünmüştüm." Karan'ın sesi dalgındı. "Bir şekilde seninleyken sönerim sanmıştım." "Su kadar duru değilim. Hiç olmadım Karan." "Su kadar durusun," dedi, sesindeki erkeksi tını beni olduğum yere mıhlamıştı. "Su da yanıcı bir madde... Benzin de su. Sen, sadece su olabilecek kadar sığ bir kız değilsin." "Yanılmam demiştin Çakıl," diye fısıldadım, parmaklarım, karnımın üzerinde duran parmaklarının üzerini örterken. "Ben senin ilk yanılgınım." "Sen Asi, sen benim imtihanımsın."
Sayfa 140 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Hissetmek, dokunmanın çok daha ötesinde bir eylemdi.
Sayfa 131 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Bazen beni görmeyi, beni gören bendeki nefreti bile yok sayacak kadar çok istiyordu.
Sayfa 177 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Hiç var olmamış bir şeyin yokluğunu hissedemezsin.
Sayfa 174 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
Kemirgen bir his boğazıma parmaklarını sapladığında, nefretin pusulası, geçmişin bıraktığı çamurlu ayak izlerinin öncülüğünü yapıyordu. Ben nefret etmek nedir bilmeyen o küçük kızdım ve şimdi, nefret o çamurlu ayaklarıyla ruhumda izlerini bırakıyordu.
Sayfa 104 - Dokuz YayınlarıKitabı okuyor
444 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.