Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir takım ilginç şeyler

Profil
Rorschach (Mürekkep lekeleri) Testi
Doğru bir kullanım olacaksa hastanın iç dünyasının röntgenini çeken, projektif yöntemlerden biri. Hermann Rorschach bu testi, şizofreni ve daha hafif düşünce bozuklukları için geliştirmişse de günümüzde analistler hastayı daha yakından tanımak için bir tetkik olarak kullanıyor. Değerlendirme ölçütü sağlam mı bilemiyorum ama aşağıdaki linkte uygulaması var. Kendine bu testi yapmak isteyen arkadaşlar için :) 📌idrlabs.com/tr/rorschach/te...
"En iyi 10'lar" Listeleri
Kendimi bildim bileli çeşitli konularda türlü türlü en iyi 10'lar listeleri yaparım sizin de ilgili olduğunuz bir konuda kişisel en iyi 10'lunuz olan bir listeniz varsa bana rumuzunuzla birlikte mesaj atarak ileride derleyip online olarak yayınlayacağım "Onlarca en iyi 10" listemde yer alabilirsiniz. Örnek olarak Kişisel En İyi 10 Film listemi 10'dan geriye doğru sizlerle paylaşıyorum. 10. Tanrıkent 9. Kuzuların Sessizliği 8.Yapay Zeka 7.Canım Kardeşim 6. İnception 5. Titanic 4. Hayalet Gemi 3. Eşkiya 2. Gönül Yarası 1. Kabadayı (Evet, doğru bildiniz çok büyük bir Şener Şen hayranıyımdır.)
Reklam
Şimdi de yunus annelerine üzülcem
Bir anne yunus, yeni doğan yavrusunun ilk birkaç haftasında yüzmeyi bırakmaz. Yeni doğan yavrunun, henüz suda yüzecek kadar yağlanmadığından annesinin yüzerek oluşturduğu akıntıda sürüklenmesi gerekir. Anne yüzmeyi bir an için bile bıraksa yavru batar.
Sayfa 281Kitabı okudu
Size kaç takipçi lâzım? :)
İnsan beyni yaklaşık 150 ilişkiyi yönetebilir. Buna Dunbar sayısı denir. Biyolog Robin Dunbar, neokortikal nöronların sayısı ile izlenebilecek sosyal ilişkilerin sayısı arasında doğrudan bir ilişki olduğunu savunuyor. Bilgisayar işlemcilerinin bir kapasitesi olduğu gibi, insanın da yürütebileceği ilişkilerin bir sayısı var, bir üst sınırı var
Ne kadar ilginçtir ki :)
Psikiyatristlerle bir anket çalışması yapılmış ve poliklinikte depresyon tedavisindeki yaklaşımları sorulmuş... %79'u, "acilen antidepresan tedavisi öneririm." demiş. Kendileri depresyona yakalanırsalar, sadece %39'u hemen antidepresan almayı tercih ederken, %61'i kullanmamayı ve beklemeyi uygun bulmuş 😅 📌Anketin detayları; cambridge.org/core/journals/t...
Reklam
Çocuklarda LEGO becerileri ile matematik performansı arasında bir ilişki var... LEGO becerilerine yönelik eğitim/oyun planlanması, çocukların görsel-uzaysal becerilerini ve matematik performanslarını olumlu etkileyebilir; ancak nedensellik bağını kurmak için henüz net veri yok. psypost.org/2023/05/spatial...
'Zaman Körlüğü' nedir?
Psikolojide 'Zaman Körlüğü' diye bir kavram var; keyif aldığımız bir zaman diliminin çok hızlı aktığı algısı... Meselâ çok sevdiğimiz bir arkadaşımızla sohbet ettiğimizde zamanın nasıl geçtiğini anlamayız, sevdiğimiz bir filmi ya da diziyi izlediğimizde, sevdiğimiz bir kitabı açtığımızda kapatıncaya kadar geçen zamanı
Bahar Ayini :)
Sinirbilim uzmanı
Jonah Lehrer
Jonah Lehrer
şöyle diyor; "Ses duyumuz, oluşum halindeki bir eserdir." Ne kadar ilginçtir ki; İşitme korteksimizdeki nöronlar, dinlediğimiz eserlerle değişir ve şekillenir. Bu bizim müzik zevkimizi oluşturur. Sürekli yüksek sesle konuşulan, birbirine bağıran bireylerin olduğu bir evde yetişen çocuğun bağırmayı iletişim dili gibi algılaması da nöronlarının bu duruma uyum sağlamış olmasıyla ilgilidir. Paris'te bir balede genç bir müzisyenin, bestesiyle bütün salonda büyük bir infial yarattığını duymuş muydunuz? Öyle bir kaos ki, tek bir besteyle insanlar birbirini yaralıyor, yumruklar havada uçuşuyor ve çığlıklar içinde kaçışıyorlar. Yükselen öfkenin sebebi bestenin dopamin nöronlarını altüst etmesiydi... Dopamin en yoğun duygularımızın kimyasal kaynağıdır. Ve dopamin sistemindeki aksaklığın sonu şizofrenidir. Ve sonra o salondaki hiç bir bünyenin almadığı beste dünyaca ünlü bir yapıta dönüşüyor. Hele şu nöronlarımızın azmine bakın ki, bir süre sonra aklına zarar verebilecek sesleri bile zevkinin bir parçası kılabiliyor. Ondan lezzet almamızı sağlayabiliyor :) Merak eden arkadaşlar için o meşhur beste :) (Bahar Ayini) youtu.be/EkwqPJZe8ms Fakat endişeye mahal yok, çünkü o yıllardan bu yıllara bunun gibi onlarca beste kulağınıza çalınmış olmalı... :)
İsviçreli ressam Arnold Böcklin'in, 'Ölüler Adası'yla neyi anlatmak istediği sorusuna verdiği yanıt tarihe geçer: "Neyi görüyorsanız onu." Jung'un da üzerine kafa yorduğu bir resim olduğundan merak edip uzun uzun incelediğim tablo, 19.yüzyıl sembolizminin tüm öğelerini barındırıyor... 1883 yılında yapılmış olan
Reklam
"Amaçlar diyarında her şeyin ya bir bedeli ya da onuru vardır." diyor Kant. 1997 yılında 'ölüm çerçisi' diye anılan bir anatomi uzmanı, plastinasyon adını verdiği bir yöntemle insan ve hayvan kadavralarını mumyalayarak bir sergi açıyor. Yöntem kısaca şöyle; Doku hücrelerindeki sıvı ve yağ çıkarıldıktan sonra dokular içten ve dıştan polimer bir madde ile kaplanıp eskisi gibi görünmesi sağlanıyor. Pek çok tartışmaya neden olan sergiyi bugüne dek 13 Milyon insan ziyaret etmiş. Kimilerine göre bu sergi insanlık dışı adledilirken, kimilerine göre görsel bir şölen... Bense Kant'ın tespitine katılıyorum, insan bedeni sanatın hammaddesine dönüştürüldüğünde ve bir cesetten maddi gelir elde edilmeye başlandığında işler çığrından çıkıyor demektir... (Görmek isteyen arkadaşlar için Serginin adı: Körperwelten)