DİL ve...
- "Bizler, bir kaç yüz kelimeye indirgenmiş bir dilin özendirildiği, iletişim imkânlarındaki artışın iletişimsizliğin kaynağı hâline geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Halbuki, "Her dil ayrı bir dünya ve bu dille sarkılan her mevzu ayrı bir dünya kurmadır." Binaenaleyh, kuracağımız dünyanın anlamlı olabilmesi için, dilinizin de farklı bir formda gördüğü fikri, farklı seviyelerde sorgulayacak bir zenginlik, olgunluk ve tutarlılık içinde olması gerekir..."
Aylık Dergisi Mevlüt Koç, -Hayat Nerede Başlar, Nerede Biter- 200. sayı, Mayıs 2021
FİKİRDE ŞAHSİYETİ OLMAYANIN ÜSLÛBTA DA OLMAZ!..
Büyük Doğu Mimarı 
Necip Fazıl Kısakürek'in "üslûb" tarifi:
- "Bizde tam mânâsıyla anlaşılamamış bir çok mefhum arasına üslûb mefhumunu da ilâve etmek lâzım... Üslûb, kelimeler ve cümleler üzerinde herhangi bir kalıp ifâdesi değil; kelimeler ve cümleler vasıtasıyla kalıpta bir fikir edasıdır. Bu itibarla, üslûb, sahibinin fikri özünden ayrılabilecek bir şey zannedilmemelidir..."
Salih Mirzabeyoğlu, 
Dil ve Anlayış, sh 23, 1.Levha, -Ruhî Roman, Ruhun Romanı-, İBDA Yayınları
GÜZEL SÖZLER SÖYLEMEK...
Üstadım Necip Fazıl Kısakürek bir kongrede (sene 1970-71) şöyle dedi:
- "Siz benim güzel bir cümle kurduğum zaman ne kadar üzüldüğümü bilemezsiniz..." Sözden gaye mânâdır... Gaye dışına düşen ve kalble dili ayıran güzel söz cehdi, cehdini söze verme, sözden doğan zarar, hepsi:
- "Güzel sözler söylemek kibri getirir, senin kibrin Allah'a olan niyazını yer; sen git de o kibirden uzaklaş ve Allah'a sarıl."
Salih Mirzabeyoğlu, Dil ve Anlayış, sh 20, 1.Levha, -Ruhî Roman, Ruhun Romanı-, İBDA Yayınları
MALÛMU MEÇHÛLLÜKTEN KURTARMA...
Dil Denen Mucize isimli eserin sahibi 
Walter Porzig, hissime tercüman ifâdeler içinde "dil"e olan hayretini belirtirken, "malûmu meçhûllükten kurtarma" derdimizi de misâllendiriyor:
- "Teknik icatlardan hangisinin en şaşırtıcı olduğu hakkında bir anket yapılsaydı, mevzuun uzmanı olmayanlardan çoğu herhâlde uzaktan kumandalı âletleri seçerlerdi. Meselâ bir uçak modelleri yarışmasında, havada bir şeyin süzüldüğü görülür; aşağıda genç adam, kucağında bir kutu ile durmuş, birtakım düğmeler ve kollarla onu idare etmektedir... Dürüst olmamız gerekirse, bizim de uzaktan kumanda olayına büyü dememiz gerekirdi. Çünkü mevzuun yabancısı olarak, bunun nasıl olduğunu bilmiyoruz. Bu olaya büyü demiyoruz, çünkü bunun bir izâhının olduğundan ve bizim de inceleyecek ve araştıracak vaktimiz olduğu takdirde, uzaktan kumandayı da anlayabileceğimizden kesinlikle eminiz. Fakat insan hep bu yeniye şaşar da, artık hayret etmediği ve alışık olduğu bir şeyi de aslında pek bilmediğini unutur... Bir hamala ne istediğimi söyleyebilirim de, bir ata söyleyemem. İnsanlar birbirleriyle konuşma yoluyla karşılıklı olarak davranışlarını yönlendirirler. Bu hâdise, dikkatle bakıldığında, uzaktan kumandalı roketlerde olduğundan daha dikkat çekicidir. Sadece mekânda hareketlere yol açılmamakta, tesir ruh hâletine, zihniyete, fikriyata, yâni ilerideki bütün davranışın kaynağı olan hazırlığa kadar uzanmaktadır."
- Dil, varlığın ve varoluşun kökünde bulunan bir dâvâ ki, bu gözle bakınca sonsuz ve sınırsız bir keşfe mevzudur. Hayrete.
Salih Mirzabeyoğlu, Dil ve Anlayış, 1.Levha, -Ruhî Roman-Ruhun Romanı-, İBDA Yayınları