Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Medreseler, şanlı mâzimizde görevini, kâhir ekseriyetle ve zamanının şartlarına göre ifa edip tarih sahnesinden çekilmişler ve şu an muhtelif sebeplerden ötürü de, fonksiyonelliğini kaybetmişler.. Bu fikre katılıyor isek, eğitim sistemimizdeki tercihlerimizi, içinde yaşadığımız çağın şartlarına ve ihtiyaçlarına göre ve millet ruhunun etrafında, metotlu bir şekilde şekillendirmek icap etmez mi?..
Yahya Kemal Beyatlı bir yazısında şöyle der...
Kendi kendime diyorum ki: Şişli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doğan, büyüyen, oynayan, Türk çocukları milliyetlerinden tam bir derece nasib alabiliyorlar mı? Semtlerdeki minareler görünmez, ezanlar işitilmez, Ramazan ve Kandil geceleri hissedilmez. Çocuklar müslümanlığın rüyasını nasıl görürler?
Reklam
Ayhan Öz şöyle diyor :
Günümüz eğitim anlayışında, üzerinde en çok durulması ve geliştirilmesi gereken duygunun sevgi duygusu olduğu şüphesizdir. Eğer çocuk, Allah sevgisine ulaşan bir insan olabilirse, başta insanlar olmak üzere, bütün yaratıkları sevecektir. Bu sevgi ise, ona her türlü güçlüğü yenmesinde yardımcı olacaktır.
Rousseagu şöyle der:
"Doğmak üzere bulunan zevklerine, cepheden yürüyerek karşı koyduğunuz ve hissettiği yeni ihtiyaçlara, suç imişler gibi muamele etmeğe başladığınız zaman, çocuğunuzun sizi uzun müddet dinlemeyeceğinden emin olunuz.".
7-10 yaşları arasındaki yıllar, aynı zamanda çocukta ahlâkın da istikrarlı bir hal almasına yardım edecek olan derin bir dinî gelişmeye sahne olan yıllardır.
Halife Me'mun, kendisine sert bir dille va'z ve nasihat eden bir vaize, "Be adam, mulayim ol. Görmez misin, Allah senden daha hayırı oları (Hz. Musa) benden daha hayırsız olana (Firavun) gönderdi de mülayim olmasını emrederek, "Varın da ona yumuşak söz söyleyin, olur ki nasihat dinler yahut korkar.' dedi" diyerek çıkışmıştır
Reklam
Geçmişe nazaran çok daha bol uyaranlı (TV, internet, yazılı basın, sosyal or tamlar vb.) ve daha az denetimli (aile kontrolü, mahalle kültürü vb.) bir ortamda yetişen çocuklarımızın günümüz dünyasında cinsellik vb. dürtülerle baş edebilmelerini sağlayacak en etkili araç kendilik bilinci, kendine yönelik farkındalığı olsa gerektir.
"Din ile ilgili konuların, bir süre başka läik ülkelerde de, başlangıçta görülmüş olduğu gibi, adeta tabu olması ve dinin vicdan konusu oluşunun, onun yaşanan hayattan ayrı bir değer olarak yorumlanması; pek çok yetişkinin, çocuklar ile inanç konusunda hemen hiç konuşma gereği duymaması ile sonuçlanmıştır."
ZİKİR
İmam Ebu Abdullah b. Tübi es-Sikelli'nin dediği gibi: Tasavvuf yamalı sûf (yün) elbise giymek değil Şarkıcılar şarkı söylediğinde de ağlaman değil Çığlık atmak, oynamak, kendinden geçmek değil Deliler gibi kendinden geçmek değil Bilakis tasavvuf, bulanık değil sâfi olmak Hakka, Kur'an'a dini-mübine tabi olmak Pişman bir hâl ile Allah'tan korkar olmak Hayat boyunca günahlar namına mahzun olmak Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde Allah'ın meclisinde bulunacaklar şun- lardır: Boyun eğenler, mütevazı olanlar, korkanlar ve Allah'ı çokça zikredenlerdir."
Sayfa 79 - Nebevi Hayat YayınlarıKitabı okudu
DİN EĞİTİMİNDE DOĞRU YAKLAŞIMLAR
🌿Çocuklarımızla onların anlayabileceği dille dini sohbetler yapalım. 🌿Çocuklarımızı camiilere götürelim.İmamlarla tanıştıralım. 🌿 Peygamberlerin örnek ahlakından bahsedelim.Çocukları,hayvanları, ağaçları ne kadar çok sevdiğinden bahsedelim. 🌿Kötülerin nasıl davrandıklarına da örnekler vererek,iyi ve kötü mukayesesini öğrenmelerini sağlayalım. 🌿İyilerin her zaman kazandıklarına vurgu yapalım. 🌿Dini konuda kesinlikle ceza uygulamayınız. 🌿Küçük çocuklara sadece cennetten bahsedilmelidir. Sorarlarsa cehennemden de bahsedilebilir.Ancak,cehennemin kötü bir yer olduğu söylenir.Azabın detayına inilmemelidir. Manevi Danışman ve Rehber🌿
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.