Allah'a kalbinle mi bağlısın ödünle mi?
Bir gün bir arkadaşımın evine gittiğimde TV açıktı ve birtakım bozuk sesler geliyordu. Kızım bu ne gürültü kapatsana şunu dediğimde şöyle bir diyalog geçti:
- Bir şeyler acaçaktım bu çıkınca değiştiremedim.
- Niye değiştirmiyorsun ?
- Duymuyor musun Kur'an okuyorlar.
- ..?
Sonra farkettik ki bir Arap kanalında hikaye-şiir tarzı seyler
Günaydın...
“Ego kendi içine bakabilseydi, kendi hakiki doğasının kendinden daha derin olduğunu görebilecekti, özelliklerini ve bilincini bireysel kişiliğin ötesindeki bir kaynaktan aldığını fark edebilecekti”
Alan Watts
youtu.be/jfIGZEa0hQw
"Etik bilince sahip bir insan, ilişkilerini değer duygusu üzerinden inşa eder. Eğer ötekini, varlığınıza anlam katan bir diğeri olarak algılarsanız otomatikman ona değer atfedersiniz ve bir ihtimam ahlakı ortaya çıkar, özen ahlakı. Kırmazsınız, incitmezsiniz, zarar vermezsiniz; korumaya çalışırsınız."
Zeynep Özcan
O Sabredenler Var Ya..!.. (İMTİHAN)
Kendimizi en çok depresyona soktuğumuz olay da bu dünyada %100 mutluluk arayışı içinde olmamız. Böyle bir şey zaten mümkün değil. Çünkü Allah bizi bu dünyaya bir imtihan için gönderdiğini ayetlerinde çok açık bir şekilde ifade ediyor. "Sevdiğiniz şeylerele, canlarınızla, mallarınızla imtihan olunacaksınız. Sabredenlere müjdele"diyor. (Bakara/155)
Demek ki bizim bu dünyada niçin bulunduğumuzu fark etmemiz, aslında hakiki mutluluğa gidiş yolunun anahtarını gösteriyor.
Bazen çok ağır imtihanlardan geçiyoruz, (İş, aile, sağlık) Genel olarak "hayatımız zehir oldu" diyoruz. Ama daha önce birçok güzel yaşadığımız anları unutarak bunları söylüyoruz. Hastalıkla, eşimizle, işimizle imtihan edilebiliriz. Bunları baştan kabul ediyor olmamız gerekir. Dolayısıyla kendimize "Sabretmem gerekiyor." Diyebilmeliyiz.
Neden peki sabretmem gerekiyor ? 1)Çünkü hiçbir hâl kalıcı değil. Her şey geçici.Hep mutlu olmayacağız, daima kahkahalarla gülmeyeceğiz, sürekli işler yolunda gitmeyecek. Mütemadiyen kazanamayacağız ve başarılı olamayacağız. Ama şu bir gerçek ki hep mutsuz da olmayacağız, daima ağlamayacağız ve işlerimiz hep olumsuz da gitmeyecek. Yaşamak biraz sabretmektir.
2)Fıtrî olarak arzuladığım %100 mutluluğun diyarı olan cennette ebediyyen yaşayabilmek için...
Gerçekten %100 mutluluğun diyarı dünya değil, Cennet.
Algılanan dünyada oluşturulan
bazı değerler insanı bunalıma götürebilmektedir.
Örn. başarı,güç,toplumca yüklenen bazı idealler...
İşte insanı ruhsal çöküntüye götürebilecek bu algı-değerlere karşı din,alternatif değerler oluşturur ve insanı ruhsal rahatsızlıklardan koruyabilir.
google.com/url?sa=t&source...
Aile içi uyumsuzluklar ve dış çevre ile ilişkilerinde ortaya çıkan çatışma ve uyum problemleri, ergende yaşama sevincini olumsuz yönde etkiler.
Bu bağlamda duygusal gerginliklerin neticede emir ve yasaklar manzumesi olarak dine karşı şüpheci yaklaşımlara yöneltebileceği tabiidir.
Çünkü bu aşamada gence göre din, yerine getirilmesi özveri isteyen birtakım sorumluklar yüklemektedir. Oysa, onun bunları yerine getirecek arzusu kalmadığı gibi, bu noktada daha önce hissettiği sorumluluk duygusundan da uzaklaşmıştır.
dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php...
#HarmsTeorisi:
#Tanrı konusundaki düşüncelerini belirlemek için yaşları 3-18 arasında değişen 5000’den fazla çocuk üzerinde bir araştırma yapan Harms’ın teklif ettiği aşamalar:
Peri masalları evresi: 3-6 yaş
Gerçekçi evre: 7-12 yaş
Bireysel evre: 13-18 yaş
ilahiyat.gen.tr/dindarligin-gel...,(13%2D18%20ya%C5%9F).