Aristoteles’e göre erdem, insanın aşırılıklardan ve eksiklikten kaçması, daima ortayı araması, onu tercih etmesidir. Bu orta, elbette matematik kesinlikte bir orta değil, “bize göre” orta olandır. Erdem, işte bu ortayı hedef edinmektir.
Din, erdemliliği; bilim, dünyayı imar etmeyi hedef gösterir.
Bir toplum dinde geriye düşmüşse (erdemlerini kaybetmişse) dünyayı imar etme yetilerini de kaybetmiş olur.
Çoğu kişi dindarlığı, ibadetle izah eder. Oysa din, ahlâk-erdem ile yaşamak, kul hakkını çiğnememektir.