Taşnaklara kalırsa, yok edilmeyi en çok hak edenler, Osmanlı devlet yapısının parçası olan Ermenilerdi. Bu tip kimseler, Ermenilerin de Osmanlı yönetiminin ayrılmaz parçası olabileceğini gösterdikleri için, başkaldırıya karşı özel bir tehlike arz ediyorlardı. İsyancıların planı, Ermenileri devlet karşıtı olarak yalnızlığa sokmaktı. Devletin hizmetinde, Ermeni bürokratlarla Ermeni polislerin bulunması aksi mesaj gönderiyordu. Devletle iş birliğine girmenin kendilerine muhtemel ölüm fermanı getireceği, Ermenilere öğretilmeliydi. Emsallere ihtiyaç vardı. Bunun için de isyancılar, devlet mekanizması içinde görev almaya cesaret eden Ermenileri öldürdüler: Van şehrinin Ermeni Valisini, Malatya'nın yönetim kadrosunda yer alan bir Ermeni'yi ve bir Ermeni kaymakamı öldürüp, Sivas'ın yönetim kadrosu üyelerinden bir Ermeni'nin hayatına kast ettiler. Taşnaklar 1894-1896 arasında İstanbul'da büyük bir suikast kampanyası yürüttüler. Katledilenler arasında bir Ermeni papazı, bir Ermeni polis şefi ve hükümete fazla yakın sayılan başkaları vardı. Suikast, hükümete destek vermek isteyenlere veya ihtilalcileri desteklemek istemeyenlere karşı etkili bir uyarı mahiyetindeydi.