e

Ermeniler

0 üye
Ermeni ruhban sınıfından birçoğu, ilk başlarda, isyancılara karşı geldi. Onlar bağışlanamazdı. Horen Aşıkyan ve Mağakya Ormanyan adlarındaki iki Ermeni Patriğinin canlarına kıyılması için girişimlerde bulunuldu, fakat iki gayret de boşa çıktı. Sasun'daki bir isyan sırasında, Osmanlı'dan yana tavır alan Parsekh adındaki dahil, sayısız papaz öldürüldü. Bitlis yöresinde Kevork liderliğindeki Rus Ermeni çetesinin davranışlarına köylerdeki Ermeni papazların karşı gelmesi üzerine iki papaz isyancılar tarafından öldürüldü. Kumkapı Gösterisinin akabinde, devletin yanında yer aldıkları için, Tachat ve Sukias adındaki iki papaz ile Anastas ve Khacik Petrosyan adlarındaki diğer iki Ermeni, Hınçaklar tarafından katledildiler. Taşnaklar Van'ın Ermeni piskoposunu 1895 Noel gecesinde, kendi kilisesine giderken, yolda öldürdüler.
Sayfa 83 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
İngiliz Elçiliği 1891 yılında siyasi tutuklu denilen, vatan hainliği ve biraz daha hafif suçlardan hapis yatan isyancılara genel af ilan etmesi için sultana baskı uyguladı. Sultan, o yıl sadece İstanbul'da 75 ve diğer illerde çok daha yüksek sayıda kişiyi serbest bıraktı. İngilizler 1893'te bir af daha sağlayarak Kayseri, Yozgat ve Merzifon'da isyana teşvikten suçlanan Ermenilerin, bir başka af ile de Ankara ve Sivas'ta hüküm giymiş olan Ermenilerin serbest bırakılmasını temin ettiler. İkinci gruptakiler: hükümete saldıran, ispiyoncu olduğundan şüphe duyu- lanları öldüren ve başka suçlar işlemiş olan kimseleri kapsıyordu. 1895'teki başka bir af ilanı da adam öldürmek veya bomba imalatından suçlu bulunmuş olanlar hariç tüm Ermenileri serbest bıraktırdı. Avrupalılar, Osmanlı Bankası baskınını yapan ve Zeytun isyanına önderlik eden asileri serbest bırakmaya Osmanlıları zorladılar. Sasun'da 1894'te isyan eden Ermenilerin liderleri haricindekilerin hepsi affa uğradı. Sasun'da 1904'te Osmanlı güçlerine saldıran isyancılar İngiliz Elçisinin ısrarlı isteğiyle affa uğradılar. 1907'de, Erzurum ile Muş'taki ve 1910'da çeşitli bölgelerdeki isyancılara kısmi af tanındı. İngilizler başka yıllarda, birçok küçükçe grupların serbest bırakılması için aracı oldular.
Sayfa 92 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Taşnaklara kalırsa, yok edilmeyi en çok hak edenler, Osmanlı devlet yapısının parçası olan Ermenilerdi. Bu tip kimseler, Ermenilerin de Osmanlı yönetiminin ayrılmaz parçası olabileceğini gösterdikleri için, başkaldırıya karşı özel bir tehlike arz ediyorlardı. İsyancıların planı, Ermenileri devlet karşıtı olarak yalnızlığa sokmaktı. Devletin hizmetinde, Ermeni bürokratlarla Ermeni polislerin bulunması aksi mesaj gönderiyordu. Devletle iş birliğine girmenin kendilerine muhtemel ölüm fermanı getireceği, Ermenilere öğretilmeliydi. Emsallere ihtiyaç vardı. Bunun için de isyancılar, devlet mekanizması içinde görev almaya cesaret eden Ermenileri öldürdüler: Van şehrinin Ermeni Valisini, Malatya'nın yönetim kadrosunda yer alan bir Ermeni'yi ve bir Ermeni kaymakamı öldürüp, Sivas'ın yönetim kadrosu üyelerinden bir Ermeni'nin hayatına kast ettiler. Taşnaklar 1894-1896 arasında İstanbul'da büyük bir suikast kampanyası yürüttüler. Katledilenler arasında bir Ermeni papazı, bir Ermeni polis şefi ve hükümete fazla yakın sayılan başkaları vardı. Suikast, hükümete destek vermek isteyenlere veya ihtilalcileri desteklemek istemeyenlere karşı etkili bir uyarı mahiyetindeydi.
Sayfa 83 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
İsmail Simko, Osmanlı-İran hududunda yer alan, konfederasyon hâlindeki güçlü Şikak Aşiretinin reisiydi. Simko 1911'de Osmanlı askerleriyle muharebe- lerde savaşmıştı. Ruslar onu 1912'de, Rus Güney Kafkasya'sının başkenti olan Tiflis'e getirdiler. Orada ona madalya takıp aylık bağladılar ve Simko ile adamlarına, Rusya'nın işgal ettiği Osmanlı hududundaki İran'ın batı topraklarında güvenli yerleşim hakkı tanıdılar. Simko Osmanlı topraklarına 1913 yılında, çok önemli bir akın tertiplemeye kalkıştı ve Osmanlı güçleri tarafından durduruldu. Ardından gelen savaş sürecinde tehlike arz etmeye devam etti. Ruslar tarafından finanse edilen Şeyh Taha adındaki başka bir aşiret reisi 1913 yılında, Rusların işgal ettiği İran topraklarından saldırı tertipledi, fakat yenildi. Kendisine ve adamlarına Ruslar tarafından İran topraklarında iltica hakkı tanındı. Barzani Aşiretinin reislerinden Şeyh Abdüsselam adındaki bir Kürt dinî lider, Osmanlı güçleriyle 1910 yılından 1914'e kadar savaştıktan sonra İran'daki Ruslara kaçtı.
Sayfa 116 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
Eli silah tutacak yaşta, sayıları 12.000'in üzerindeki Ermeni erkeği savaşın başlamasının hemen öncesinde veya ilk aylarında Anadolu'nun doğusundan Rusya'ya gitti. Birçoğu orada, parti taraftarlığı ve çete harbi konusunda eğitime tabî tutuldu. Sonradan bunlar, Doğu Anadolu'yu hiç terk etmemiş fakat küçük çete grupları hâlinde dağlara çıkmış olanlarla ve Osmanlı ordusundan kaçmış olanlarla birleşerek askerî iletişimi önlemek, köylere ve uzaklarda kalmış olan askerî birimlere saldırmak amacıyla Osmanlı İmparatorluğu'na geri döndüler.
Sayfa 141 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
Sultan, askeriyede gittikçe artan radikalleşmeye tepki olarak, kendisini destekleyenleri daha nitelikli subayların önüne geçirmekle cevap vermişti. Askeriyedeki uç fikirlilere göre, daha da fenası, askerî kapasitede büyük düşüş olmasıydı. Sultan parayı başka yerlere harcıyordu. Abdülhamit'in tahta çıktığında güçlü olan deniz kuvvetleri, onun zamanında, Yunanistan gibi küçük bir düşmana karşı bile dayanamayacak kadar çöküşe terk edilmişti. Radikallerin gözünde, malzeme ve insan gücü eksikliğinden, ordu zayıflatılmıştı. Askerî akademilerde radikal hücreler gelişmeye başladı. Sultanın, casuslarını askerî öğrencilerin arasına göndermesi, sadece onların düşmanlığını artırdı.
Sayfa 102 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Geri14
47 öğeden 41 ile 47 arasındakiler gösteriliyor.