İnsanların yalnızca onda birinin yüksek eğitim aldığı, geriye kalan onda dokuzunun bu azınlığa bir malzeme, araç olarak hizmet etmek durumunda kaldığı ve kendi karanlığına gömüldüğü düşüncesini hiçbir zaman anlayamadım.
Karanlık, endişelerini yatıştırmıyor; aksine, sokak lambalarının ışığı altında daha da korkunç görünüyordu. Karanlıkta her şey gözüne son derece dramatik ve sonsuza dek sürecekmiş gibi geliyordu. Peşini bir türlü bırakmayan bu düşünce kasırgasının durması için sürekli dua ediyordu. Bazı geceler gözünü dahi kırpmadan sabah oluyordu. Smita insanların uykuda da eşit olmadıklarını düşündü. İnsanlar hiçbir konuda eşit değillerdi…