Zihin doğası gereği inanır; irade doğası gereği sever; öyle ki, ortada hakikat olmayınca, ikisi birden yanlış olan şeylere bağlanırlar.
Sayfa 47
Yaşam ve gelecek, düşmana çevrilen bakışa bağlı olduğunda, kim gözlerinin prizmasını değiştirmeye hazır olmazdı ki.
Sayfa 165
Fiziksel saldırılar dışında, öteki insanlar, siz müsaade etmedikçe sizi incitemezler. Bu kişi sizin akrabanız, kardeşiniz, öğretmeniniz ya da çalışanınız
olsa da siz izin vermedikçe sizi incitemez. İncinmeye izin vermeyin, incitilmeyeceksiniz - bu sizin kontrol alanınız içindeki bir seçimdir.
Sayfa 60Kitabı okuyor
Çünkü
“En zor iştir açık bir eli sevgiden dolayı kapatmak ve armağan eden birisi olarak utancını korumak…”
Bir insan diğerlerinden daha çok şey biliyorsa yalnızlaşır.
Kader sanki bir yaşam senaryosu gibi düşünülebilir. İnsan bu senaryoda kendisine verilen rolü oynar, ancak bu esnada yaptığı seçimlerde özgür bırakılmıştır. Yaptığı seçimler, insana sorumluluk yükler. Böylelikle iyilikler için ödüllendirilmesi veya kötülükler için cezalandırılması adil olacaktır.
Fiziksel düzene hükmeden güç ahlakidir.
Sayfa 27 - Alıntı, Anaksimandros'un kozmolojisindeki ve ilk filozofların çoğunun fikirlerindeki dünya düzeni yorumunu ifade ediyor.Kitabı okuyor
Toplum denen tümlük onu oluşturan parçaların toplamından daha fazla bir şey olmaktan ziyade, bu hayali bütün onu oluşturan parçaların toplamından daha kurgusal bir şeydir.
"Doğa" -şeylerin doğası- söz konusu filozofların öne sürdükleri gibi, gördüğümüz şeylerin kendisinden türedikleri ve tekrar kendisine doğru çözülecekleri bir ana maddeye verdikleri isimdi. Phûsis kavramını karşılayacak tatmin edici bir çeviriden yoksun olduğumuz açıktır. "Birincil töz" Aristotelesçi ve skolastik çağrışımlarla yüklüdür; "madde" zihin veya yaşamla tezat oluşturan bir şeyi ima ederken, phûsis kavramının birincil anlamı "büyüme ve ilk çağrışımlarıysa durgunluk ile ölümün aksine yaşam ve harekettir...
Sayfa 22 - söz konusu filozoflar: Milet okulunun üç büyük filozofu. Phûsis: Doğa.Kitabı okuyor
Kişi maddi dünya ile öyle meşguldür, tutkulara öylesine boyun etmiştir ki ilahi kökeni unutmuştur.
"En büyük görevimiz hainlere karşı çıkmak olduğundan, bu yaşam denizinde patlayıp duran fırtınalarla boğuşmamıza, şaşırmamamız gerekir."