Patrona: Eski Türk donanması Akdeniz’e tek başına sahip iken en önde giden amiral gemisine Kapdanna, arkasından gelene Riyale, üçüncü gemiye de Patrona derlerdi.
Sayfa 21Kitabı okudu
Birinci Yolculuk (1492-1493)
"Bu yolculukta şunu öğrendim ki," diyor Amiral, "bana bu gerçekleri yol boyunca yüce Tanrı'nın kendisi gösterdi; ayrıca birçok şeyden anlaşılıyor bu: Örneğin bu yazılardan, uzun gezimde göstermek tenezzülünde bulunduğu sayısız mucizelerden ve hatta doğrudan doğruya kendimden; şu nedenle ki, siz yüce efendimizin sarayında uzun bir zaman kalmıştım da, malikânelerindeki birçok kişinin olumsuz tutumlarıyla, tasarılarımı gülünç, anlamsız bulan yaklaşımlarıyla yüz yüze gelmiştim hep. Gene de hafife alınan bu girişimi Tanrı Hristiyanlık için yüce bir onur sayacaktır umudundayım."
İşte Amiral Don Kristof Kolomb'un ilk Hint ülkeleri yolculuğu ve keşifleri konusundaki son sözleri bunlardır.
Deo gracias
Sayfa 169 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Lütfi Bergen:
Türkiye nüfusunu gemi-inşası merkezli bir ekonomiye hazırlasaydı dünya ticaretinde başka bir yerde olabilirdik:
1) Gemi inşası halkı üretim için seferber ederdi.
2) Gemiler ihracat kalemi olarak büyük gelir getirirdi.
3) Ormancılık gelişirdi.
4) Tersane köyleri kurulurdu.
5) Türkiye, denizlerini sayfiye yeri olarak kullanıp 3 ay için milyonluk tatil evleri yapmaya para harcamazdı.
6) Türk milleti "gemici" bir halk olarak Mavi Vatan'da ve Karadeniz'de "yerleşmiş" olurdu.
7) Ormancılık nedeniyle at ve katır sahipliği oranı yükselirdi. Bu ise Türklerin ATLI MİLLET olma vasfını güncellerdi.
8) At-katır nedeniyle ziraat (saman, yonca) ile uğraşan bir nüfus oluşurdu (Bugün köy nüfusu %5 bile değildir).
9) Kentleşme sürecine yakalanmazdık.
10) Konutlarda doğalgaz bağımlılığı düşerdi.
11) Ulaşımda gemi, at-katır, demiryolu gibi alternatiflere milli gelirden daha fazla pay ayrılırdı.
12) Gençliğe meslekî ufuk olarak üniversite eğitimi dışında başka hedefler gösterebilirdik.
Tarihte yükselen milletler su yollarında ve su havzalarında egemen olmuştur.