"Anne" sözcüğü, toprağın bağrındaki tohum gibi saklıdır yüreklerimizde; sevinçte olduğu gibi acıda da dökülür dudağımızdan, gül kokusunun açık havada da, yağmurlu havada da yayılması gibi.
İnsanın dile getirebildiği en temiz, en duru sözcük "anne", en güzel sesleniş "anneciğim"dir. Bunlar küçük oldukları kadar yüce; umut, sevgi ve şefkatle yoğrulmuş, insan yüreğinin tüm inceliğini, tatlılığını ve sıcaklığını yansıtan çok güzel sözcüklerdir. Anne hayata dair her şeydir: Hüzünde teselli, kederde umut ve zayıflıkta güçtür. Sevginin, şefkatin ve bağışlamanın kaynağıdır. Annesini yitiren, başını koyacağı bir göğsü, ona dua eden bir eli ve onu koruyan bir bakışı yitirir.
"Beni sevmeni istiyorum, günlerimin sonuna kadar beni sevmeni istiyorum. Şairin acılı düşünceleri sevdiği gibi beni sevmeni istiyorum. Bir gezginin, suya kanmadan önce yüzeyinde kendi yansısını gördüğü o temiz su kaynağını hatırlaması gibi; bir annenin gün ışığını görmeden rahminde ölen çocuğunu hatırlaması gibi, beni hatırlamanı istiyorum! Bağışlandığı haberini almadan önce ölen bir mahkûmu düşünen iyi kalpli bir kral gibi beni düşünmeni istiyorum. Bana bir kardeş, bir dost ve bir arkadaş olmanı istiyorum."