Asırlar gelip gidiyor; âdetler ve ihtiyacların şekli değişiyor. Lâkin esasda değişen bir şey yok!
Sayfa 178
Bir dini tutmak suretiyle, dinî taassub yoluyla söylenen yalan, mekruh ise de belki ma'zurdur. Lâkin hakikat namına hareket eden ve tamamen bîtaraf olan İLİM namına yalan söylemek cidden pek menfur ve her halde özrü mümkün olmayan hallerdendir.
Sayfa 119
Hindliyi telef eden yerli bir yılan, bir ecnebiyi daha sür'atle öldürür. Avrupalılar için ahlakî ve manevî felakete sebeb olan birçok temayül ve âdetler, elbette bir ecnebi için daha büyük bir felaketdir.
Sayfa 108
En faydalı bir şey bile su-i istimal neticesinde faydasız, hatta zarrarlı olabilir. LÂkin bu, su-i istimale dönük olup o şeye dönük olamaz.
Sayfa 64
Dinin su-i istimale uğradığı pek doğrudur. Fakat bundan dinin lüzumunu inkar etmek gibi bir netice çıkarmak hiç de doğru değildir.
Sayfa 64
Bir şey tahrifat ve su-i istimal ile doğan te'sirleriyle değil zatî mahiyetiyle muhakeme edilmelidir.
Sayfa 64
Gıybet eden kişi büyük günah işlemiştir, bunun için pişman olup tövbe etmelidir. Gıybette iki hak vardır; biri yüce Allah'ın hakkı, diğeri de gıybeti yapılan kimsenin hakkıdır.
Sayfa 203
Bir malın, birine ait olduğunu söylemek için ne şartlar gerekli ise, bir kimseye kötü diye hükmetmek için de aynı şartlar gereklidir. Bu şartlar ya onu bizzat görmesi ya da gören âdil birinin şahitlik etmesidir.
Sayfa 193