Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

II. Dünya Savaşı - Yahudi Soykırımı

Profil
Batı Polonya’yı bir lokmada çiğneyip yutan Wehrmacht
“Endişeli bekleyiş artıyor ve sıcaklıklar iyice bunaltıyordu. 1 Eylül 1939’da fırtına patlak verdi ama beklediğimiz biçimde değil. Durmadan ve giderek artan uçakların sesini duyduğumda. Hastane yolundaki boş bir arazi boyunca yürüyordum. Düşmesin diye bir elimle, gönüllü hemşire olarak çalıştığım Kızılhaç’ın kepimi tutarak kafamı kaldırıp yukarı
Slavların Ülkesini yok edici politikalar
“Kasabamız Kozlowa Gora’da komşularımızın büyük çoğunluğu artık Almandı, Polonya köklerini reddediyor, sadece Almanca konuşuyorlar ve Hitler’in Nasyonal Sosyalist Partisi’nin, yani Nazilerin politikalarını açıkça destekliyorlardı. Hepsinde olmasa da bazı dükkânlarda, ‘Yahudilerden mal almayın!’ ya da ‘Yahudilerden kurtulmuş Polonya özgür Polonya’dır!’ diyen yazılar asılıydı. Ülkemizde daha önce insanlar arasında hiç dine ya da ırka dayalı ayrımcılık olmamıştı. Ama yalnızca altı kilometre ötedeki Hitler’in yaptığı tam da buydu. Bu durumun ne kadar ileri gidebileceğini göremedik. Çünkü bizim için Almanya her zaman medeni bir toplum olmuştu. Şairlerin ve müzisyenlerin, filozofların ve bilim insanlarının ülkesi. Onların mantıklı, eğitimli insanlar olduklarına inanıyorduk. Almanların bizi bu kadar hor gördüklerini nasıl bilebilirdik? Yüzyıllar boyunca elde ettiğimiz başarılara rağmen, Chopin’e ve Kopernik’e, katedrallerimize, kahramanlarımıza ve atlarımıza rağmen, tüm bunlara rağmen Almanya, Polonya’yı sadece işgücünden yararlanılacak kaba saba Slavların Ülkesi olarak görüyordu. Hitler bizi yok etmek istiyordu!”
Reklam
Was war der ‘Molotov-Ribbentrop Pakt’?
“1939’un Ağustos ayının 24’ünde Almanya ve Sovyetler bir tür barış antlaşması olan ‘Molotov-Ribbentrop Paktı’nı imzaladıklarını açıklayarak dünyayı şaşkınlığa uğrattılar: Her ikisi de diğerine karşı savaşmayacaktı. İnsanlar sokak ve kafelerde toplanmış, bu haberin Polonya için ne anlama geldiğini tartışıyorlardı. İki ülke arasında savunmasız duruyorduk: Bizi bölüşüp yiyecekler miydi?”
Hitler’in istediği ‘Lebensraum’
“Hitler’in Polonya’ya tehditler savurduğunun yavaş yavaş farkına varıyordum. 1914-1918 yıllarındaki I. Dünya Savaşı’nın ardından imzalanan ‘Versay Antlaşması’ gereğince, Almanya daha önce fethettiği toprakların çoğunu kaybetmişti. Şimdi ise Hitler bu topraklarda hak iddia etmeye kararlıydı. Almanya’nın gücünü ve kudretini bütün dünyaya gösterecek, herkesin gözünde eskiden sahip olduğu yeri kazanmasını sağlayacaktı. Ama Hitler’in istediği toprakların çoğu Polonya’nındı ve hep öyle olmuştu. Birçok Alman göçmen bu topraklara yerleşmişti, özellikle de batıda, benim ailemin oturduğu bölgede, ama bu, o toprakları Alman toprağı yapmaya yetmezdi ki! Hitler ‘Lebensraum’ istiyordu, Almanlar için ‘yaşam alanı’. İstediği alansa bizim Polonyamızdı.”
Ellerimde onlarca kişiyi soykırımdan kurtaran İrene’nin hatıraları
“İrene Gut Opdyke, 5 Mayıs 1918’de Doğu Polonya’da küçük bir kasabada dünyaya gelir. Bir hemşirelik okuluna yazılır ve 1939’da Alman ordusunun Polonya’ya saldırmasıyla, Polonya ordusuna katılmak için gönüllü olur. Rus askerleri tarafından yakalanıp dövülerek tecavüz edilir. Alman mühimmat fabrikasında ve ardından Nazi subaylarının yemek salonunda garson olarak çalışmaya zorlanır. Almanların Yahudileri yok etmekle ilgili niyetinden haberdar olunca, olabildiğince çok Yahudiyi kurtarmaya karar verir. Küçük bir adım atarak çitlerin altından Yahudilerin olduğu bölgeye yiyecekler bırakır ve bu, 12 Yahudiyi bir Alman binbaşının evinde saklamaya kadar gider. İrene Gut Opdyke, Amerikalı çocuklara 30 yıl boyunca hikâyesini anlatmıştır.”
Der Führer
“1934’te Almanya’nın başkanı Paul von Hindenburg öldü. Ağustos geldiğindeyse Adolf Hitler ‘Führer’ (kılavuz, yol gösteren) sıfatını alarak Almanya’nın başkanı oldu.”
Reklam
Her kim bize karşı ayaklanırsa kendisini ölü kabul etmelidir. HİTLER
Sayfa 375 - Erasmus yayınlarıKitabı okudu
Hitler, Alman ırkını iyileştirmek adı altında binlerce zihinsel engelli insanı ötenazi aracılığıyla öldürtmüştür. Hitler, bütün siyasi partileri, sendikaları dağıttı ve mahkemeleri Nazileştirdi. Kiliselere müdahale etti; binlerce papazı ve din adamı tutukladı veya öl- dürdü, özgürlük alanını ortadan kaldırdı, insanlar üzerinde büyük bir korku ve baskı İmparatorluğunu kurdu. Ülkede tam bir Nazi terörünü hâkim kıldı. Almanyada tek bir otorite vardı, o da Führer'in otoritesidir. Demokrasiden diktatörlüğe uzanan, bir dönemi kan ve gözyaşına boğan bir diktatörün yaşam öyküsüydü.
Sayfa 390 - Erasmus yayınlarıKitabı okudu
Hitler'in yarattığı bu insanlık dramı ve korkunç vahşet tarih sayfalarında kara bir yaprak olarak kalacaktır.
Sayfa 369 - Erasmus yayınlarıKitabı okudu
Naziler tüm Almanya'daki kütüphaneleri ve kitapçıları bastı. Gece meşalelerle geçit törenlerinde yürüdüler, şarkılar söylediler ve binlerce öğrenci ellerinde meşalelerle Berlin Üniversitesi meydanında toplandılar. Meydanda büyük bir yığınla toplanmış kitapların üzerine meşaleler attılar. Kitap yığınında alevler yükselirken alevlerin ortasına binlerce yeni kitap atmaya devam ediyordu kitle. O gece 25.000'den fazla kitap yakıldı. Başka şehirlerde de buna benzer sahneler yaşanıyordu. Kitap yangını Almanya'nın dört bir tarafını sarmıştı. Yakılan kitaplar değil insanların fikirleri zekâlarıydı.
Sayfa 221 - Erasmus yayınlarıKitabı okudu
108 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.