İktisad

0 üye
Takip
Güçlü olan, zayıf olanı kendine köle yapıyor. Dolayısıyla gıdalar, insanlığın ihtiyacından az görünüyor. Savaşıyorlar. İnsanların birçoğu, standardın altında yaşıyor. Çünkü bir grup, azgın bir lüks içinde yaşıyor, zayıf bırakılmışların çabasını ve gıdalarını tüketiyor.
Sayfa 138·Kitabı okudu
- "Faiz, bizim cemiyetimizde her şekliyle mutlak olarak yasaktır! - Asıl ve esas bakımından her şekliyle yasak olan faize, bugünkü cemiyetin zaten kanunî bir yasak belirtici bütün tefecilik ve murabahacılık nevileri dahil olduktan başka, resmî ve kanunî ölçüyle yasak olmayan her nevi de girmektedir. Yâni resmî ve hususî hiç bir faize, faiz mefhumuna, uzaktan ve yakından faize benzer hiç bir fiile, devlet ve idare telâkkimizin tahammül etmesine imkân mevcut değildir..."
Sayfa 328 - Başyücelik Emirleri-Faiz, BÜYÜK DOĞU Yayınları
Reklam
- "İktisadî hayatta birer nâzım mevkiinde bulunan bankaların fiilleri de ana ölçüye uydurulacak; bankalara yatırılan paralara karşılık hiçbir faiz alınmayacağı gibi, bankalardan alınan paralara karşılık olarak da ancak “masraf karşılığı” ve “iştirak payı” namıyla muayyen miktarlar verilecektir. Kat’î olarak bilmek lâzımdır ki, bazı iktisadî faaliyetlerin ana ölçüye tatbiki mümkün ve hareketleri sömürücü faiz mefhumundan uzaklaştırılmak kabil iken, bizzat kendilerinin “faiz” tâbir ve mefhumuna iltifat etmeleri ve kendilerini böyle göstermeleri, ana ölçüye karşı kayıtsızlıklarının ve faizi muhterem addetmelerinin neticesidir. Bu telâkkiye en parlak misal de bankaların vaziyetidir. Halbuki bunların fiilini ana ölçüye tatbik, böylece faidelerini semerelendirerek mazarratlarını tasfiye, pekâlâ imkân dahilindedir."
Sayfa 330 - Başyücelik Emirleri-Faiz, BÜYÜK DOĞU Yayınları
TİCARET ve MEŞRU KÂR...
Komşusuna ödünç olarak bir tas pirinç verirken yerine bir buçuk tas pirinç isteyen bir insanın hareketi (ribâ) mefhumunun tâ kendisi olmasına mukabil, bir tas pirince sadece bir tas pirinçten başka bir isteği olmadığı halde karşılığında hediye olarak ve evvelden bilmeyerek bir çuval pirinç alan insanın faizle en küçük bir alâkası yoktur. Doğrudan doğruya ticaret ve meşru kâr ise hudutsuz mânâda serbesttir. İşte faizin böylece en ince noktalarına kadar sınırları çizildikten sonra, yalnız peşin akde dayanan ve bir karzın fazlasıyla iadesini tazammun eden fiil, hususî şahıslardan başlayarak devlet müesseselerine ve resmî, hususî bütün muamelelere kadar kökünden kaldırılacaktır..."
Sayfa 329 - Başyücelik Emirleri-Faiz, BÜYÜK DOĞU Yayınları
FAİZ NEDİR?
- "Faizin kat’î tarifi şudur: Umumiyetle borç diye alınan ve verilen herhangi bir şeyin, mislinden fazla olarak iadesini peşin bir akidle iki taraf arasında kararlaştırmak ve bu kararı yerine getirmek. Dinî ismi (ribâ) olan faiz fiili, bugün en ileri cemiyet telâkkileri ve iktisadî prensiplerince ezici sermayenin ictimaî sınıfları müstemlekeleştirmesi ve oturduğu yerde kendisini besletmesi diye anlaşıldığına göre, bizim, her hakikati ezelî bir kıdemle çerçeveleyen ana ölçümüzün hikmeti daha kuvvetle kavranabilir..."
Sayfa 328 - Başyücelik Emirleri-Faiz, BÜYÜK DOĞU Yayınları
- "Patronu, işçi hakları mevzuunda zorlama salâhiyeti işçi ve emekçide değil, idarî ve içtimaî murakabe mihrakındadır. Tavuk ve yumurta gibi, patron olmayınca işçi, işçi olmayınca da patron olamayacağı hakikati önünde, patrona düşen, işçi sayesinde vücut hikmetine kavuştuğunu; işçiye düşen ise, çalınmış bile olsa kendi hakkına ve gücüne tecelli zemini açanın patron olduğunu bilmek ve onun iyisine bağlanmaktır..."
Sayfa 380 - BAŞYÜCELİK EMİRLERİ-SERMAYE VE PATRON, BÜYÜK DOĞU Yayınları
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.