İnsan ve Toplum Kişisel Gelişim Psikoloji

3 üye
Kapitalizmin ruhları ifsat eden gözbağcılığı, çalışma ile ihtiyaç arasındaki bağı koparmış olmasıdır. ''Yeter olan, iyidir,'' düsturu geçmişin küflü sandukalarına kaldırmıştır artık, verimliliğin nesnel ölçüsü olarak kazanç artışı belirlenmiştir. Sayılabilir, sayıya vurulabilir olan gerçektir ve başarı artık kazanılan para ve biriktirilen servet miktarı ile ölçülür. Fazla, azdan iyidir, daha fazla kazanmayı başaran, daha az kazanandan iyidir. Verimlilik en üst düzeye çıkarılmalıdır. Duyarlı insanları bizar eden de işte tam burasıdır. Yaptığım iş insanlara ne tür bir yarar olarak geri dönüyor? Benim verimliliğimin artmış olması sonunda şirket dışında kim kazanıyor? Ben kazanıyor olamam çünkü özel hayatım berbat durumda, zamanımı hiç de nitelikli bir biçimde geçirmiyorum. Müşteriler de kazanıyor olamaz, zira daha fazla harcıyorlar ve anlık tüketim hazzından sonra ellerinde bir şey kalmıyor.
Sayfa 32 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Hız uyuşturuyor. Artık her yerde ve hiçbir yerdeyiz. Orada ama buradayız. Dostumuzla sohbetteyiz ama telefonun veya sohbet ağının ucundayız. Aslında bütün varlığımızla bir yerde değiliz, parça parça orada ve buradayız. Anlaşmak için zaman gerekir, zaman ve mekan. Konuşmanın yanında susmak da gerekir, birbirinin söylediğine dikkat kesilebilme, kalbini dostunun kalbine yaklaştırmak gerekir, insana ve gerçek hayata ayrılan zaman azaldıkça yabancılaşma çoğalıyor Gerçek hayattan ayrışan bilinç, sanal ses ve sanal sohbetle uyuşuyor.
Sayfa 37 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hayat geri gelmiyor. İnsan, ruhunu özgürleştirmeyen, kendisine bir ifade imkanı sunmayan, kendisini gerçekleştirmediği işlerle tatmin bulmuyor. Ruh istiyor ki kendi hikayelerini anlatabilsin. Hikayeleri başka insanlara çarpsın, onlarda çoğalsın, kendisine geri dönsün. Çağdaş iş yaşamı ve şirket köleliği ise disipline dayalı. Göreceğiniz düşlerin bile birbirine benzediği, kılık kıyafet, jest ve mimik, şaka ve konuşmaların bir örnekleştiği bir disiplin düzenini öngörüyor.
Sayfa 33 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Araba sevdası, içinde yaşadığımız şehri giderek çirkinleştiriyor. Hız kirliliği çok sayıda insanın hayatını tehdit ediyor. Çevre yollarında slalom yapan pervazsız insanlar, arabalarının içinde yalnız olduklarını ve sonucunun sadece kendilerini ilgilendirdiğini düşünüyor. Oysa hızın ve bozuk yolların yol açtığı kazalar, her yıl binlerce aileye gözyaşı olarak geri dönüyor. Pek çok kişi, ısrarla eğlence mekanlarına arabalarıyla gidiyor ve evlerine alkollü dönüyor. Araba sevdası, modern insanın bencilliğinin şahikası. Arabanın verdiği kontrol yanılsaması, insanları canavarlaştırabiliyor. İlerleme ve canlılığı yollarda, hızla ve araba sahipliğiyle eşitleyen bir anlayışı gözden geçirmemiz gerekiyor. Doğu Karadeniz'e yapılan yolun o güzelim koyları nasıl vandalca tahrip ettiğini gözlerimle gördüm. O güzelim koyların yerinde yeler estikten sonra, oralara yapılacak bir yolcuğunun ne anlamı var?
Sayfa 21 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Hız yapmak bugünün dünyasında en yaygın sivil itaatsizlik tarzı. Araba kullanmak yürümenin yerini almış bulunuyor. Yürüyerek kolayca gidebileceğimiz yerlere bile arabayla gitmeyi yeğliyoruz. Hız yapmak bize zaman kazandırmıyor. Şehir içi trafiğinde hız yapanlar daha fazla ışığa yakalanıyor. Hızla birlikte daha uzak mesafelere gidiyor ve zamanımızın çoğunu yine yollarda harcıyoruz. Hız, mimariyi de değiştiriyor. Artık ''revnaklı şehirlere'', durup temaşa edeceğimiz süslemeli, oymalı binalara ihtiyaç yok. Hızlanan sürücünün gözü tarafından daha kolay algılanacak beton ve cam karışımı binalar şehirlerin yeni tarzını oluşturuyor.
Sayfa 18 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Bir dost meclisinde sohbet ediyoruz. Bir ergen babası olan dostumuz, çocuğunun ısrarla Akmerkez'e gitmek ve oradaki kafelerde oturmak istediğini söylüyor. Oradaki gençleri izlediğinde hepsinin bir örnek giyinip aynı sözcüklerle konuştuğunu şaşkınlık içinde gözlemlediğini anlatıyor. Ekran teknolojinin klonlandığı bir kuşak, internet üzerinden konuşuyor ve zamanının çoğunu bilgisayar başında saldırgan içerikli oyunlarla geçiriyor. ''Gençliğimi, eyvah!'' yakınmalarının çoğaldığı, anne ve babalarla gençler arasındaki dilsizliğin tırmandığı bir zamanda yaşıyoruz.
Sayfa 27 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
379 öğeden 421 ile 379 arasındakiler gösteriliyor.