Her varlık senin yüzünden altüst olmuş, gene de her varlığın senden haberi bile yok; ne tuhaftır sana bakmak, seninle görmek, ne hoştur seni beklemek, seni özlemek.
İnsanı, olduğundan yüz binlerce defa daha da sarhoş eden bir göz, seher yelinden de lâtif bir cisim gördün mü hiç?
Devlet, ikbal herkese şifadır, halbuki devlet, havasına kapılmış da bir şifa gördün mü diye peşinden koşuyor.
Devlet kuşunu padişahlar arar, sınar; halbuki bu devlet kuşu, devlet kuşunu gördün mü diye padişahı aramada.
A gökyüzü, doğru söyle, bunca demdir dönmedesin, o çeşit bir güneş yüzlü, ay yüzlü güzel gördün mü sen?
Gönül, bu aşkta yok mu oldun, yoksa bu yokluğun aşkında bir varlık mı gördün?
Her ağlayış, gülüşü arar; bugünse gülüşler, öyle bir ağlayış gördün mü diye göze yalvarmada.
Ayrılığın lûtfu da, keremi de yakan, yandıran bir vebadır cana; ayrılıktan daha fazla helâk edici bir veba gördün mü hiç?
O cefaya toprak kesilmişsin, yerlere döşenmişsin, lâf değil ya bu; şu cefada bir vefa gördün mü sen?
Ayrılığın lûtfu da, keremi de yakan, yandıran bir vebadır cana; ayrılıktan daha fazla helâk edici bir veba gördün mü hiç?Kitabı okuyor
Kanlarla dolu yola ayak bas, yüzünü Mecnun’un yüzüne koy; savaş kılıcını çek, arslanın bile derisini yüz.
Ah, bu körpelerde kalmamış fikir, akıl
Dumanlı bahçelerde aleve ver otu
Tipin Johnny Michael
Bir tarafta Keloğlanlar
Diğer yanda Mevlanalar
"Eski dosttan düşman olmaz!"
Bunlar en büyük yalanlarKitabı okuyor