Rengarenk çiçeklerim vardı. Hepsi ayrı bir yanımın temsilcisiydi :zambaklar, petunyalar , laleler , sümbüller... Ve daha nicesi. Hiçbirini bir saksıya,toprağa layık bulamadılar. Kimisini kendi elleriyle katlettiler. Kimisini bakışlarıyla yok ettiler. Kimisini güzel bulamadılar. Onlar da yitip gitti. Ve çoğu da tutunacak bir yer bulamadı .Bitti. Artık içi boş bir saksı olarak eskisi gibi gülemiyorum. Bunada gülerek geçenler bir gün ben de yitip gidince bana çiçekler bırakacaklar. Ne ölü çiçek bana duacı olacak. Ne de benim çiçekten haberim olacak. Bir mezara bir ölü gömülür. Çiçekleri feda etmeyin.
Sarıyı nedense pek sevmem. Oysa sarı ; güneştir , renklidir , ışıktır ,umuttur...
Belki de sahip olmadığımdan sevmiyorumdur. Umut. Zehirli bir ok. Okun ucunu elde etmek istediğine atarsan. Onu elde edebilirsin. Ne kadar okun varsa zehirlenme oranın daha yüksek. Bu da oku kendine saplama olsalığını kaçınılmaz kılıyor. Usta bir okçu bunu başarabilir. Lakin ben acemi bir okçuyum. Her defasında kendimi zehirleyip neden olmadı diyerek üzülüyorum. Üzgünüm sevgili Sümeyra sevilmeden önce gelişmen gerek!