Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Venüs..
Venüs kütle, boyut ve yoğunluk açısından hemen hemen yerküremize eşittir. En yakın gezegen oluşu nedeniyle yüzyıllar boyunca yerkürenin kardeş gezegeni gözüyle bakılıyordu. Kardeş gezegen acaba nasıl bir yerdir? Yazın hüküm sürmesi ve Güneş'e yakınlığı nedeniyle de yerküremizden biraz daha sıcak bir yer midir acaba?
Yüzeyinde çarpma sonucu oluşmuş kraterler var mıdır, yoksa aşınmayla kaybolup gitmişler mi? Volkan var mı? Ya dağları? Okyanusları? Ya da hayat var mı? Venüs'e teleskopla ilk bakan 1609 yılında Galileo olmuştur..Kitabı okudu
Yakıcı sıcağı, ezici basıncı, zararlı gazları tekin gözükmeyen bir kırmızılıkla karışınca, Venüs bir Aşk Tanrıçası’ndan çok bir cehennemi andırıyor.
Reklam
Voyager uzay aracının yildizlararası gezi rekoru, iki Voyager uzay araci, dev gezegenlerin keşfini tamamladıktan sonra Güneş sistemini terk edeceklerinden, karşılaşabilecekleri herhangi bir uyagarlığa mesajlar taşımaktadırlar. Plak kılıfında plağın nasıl dinleneceğine ilişkin bilimsel bir açıklama var. Ayni kılıfta gezegenimizin yeri ve çağımıza ilişkin bilgiler veriliyor. Bu plağın bir milyon yil dayanacağı garantisi vardir.
Kozmos - Evrenin ve Yaşamın Sırları
Kozmos - Evrenin ve Yaşamın Sırları
420 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Harika Bir Bilim Kitabı
Yazarı tebrik ediyorum, okunması gereken, herkesin nereden geldik nereye gidiyoruz insanlığın atası, yeryüzü, evren ve kainat neler geçirmiş hepsini bir bir anlatan Harika Bir Bilim Kitabıdır. Sürükleyici ve akıcı bir dili olan kitapta bu milyarlarca yıldır var olan dünyamız ve evrenimiz içerisinde bizlerin toz zerresi bile olamayacağı kanısına vardığın bir kitap… Oyüzden insanoğlundaki ego ve kibirin ne kadar yersiz olduğunu zaman zaman düşürsünüz. Keyifli okumalar !!!
Carl Sagan
Carl Sagan
Kozmos - Evrenin ve Yaşamın Sırları
Kozmos - Evrenin ve Yaşamın SırlarıCarl Sagan · Altın Kitaplar · 20225,5bin okunma
Yıdızların yaşam süreleri.
Yıldızlar ve onların eşliğindeki gezegenler, yıldızlararası gaz ve toz bulutunun çekime bağımlı göçüşü sırasında doğarlar. Bulutun iç kesimindeki gaz moleküllerinin çarpışması bulutu ısıtır. O kadar ısıtır ki, sonuçta, hidrojen helyuma dönüşür, yani dört hidrojen çekirdeği bir helyum çekirdeği oluşturur, bu süreç sırasında da bir gamma ışını fotonu çıkarır. Yıldızın iç kesiminden yüzeyine doğru yolunu yavaştan açan foton bir üst tabaka tarafından emilip bırakılırken her aşamada ısı kaybeder. Böylece fotonun destansı yolculuğu bir milyon yıl sürer, ta ki yüzeye ulaşıp görülebilen ışık olarak uzaya ışınlanıncaya dek. Yıldız doğmuştur artık.
Sayfa 185Kitabı okudu
Aristarkus’tan günümüze dek uzanan kısa bir zaman diliminde evrenin merkezi olmadığımızı ve evrenin varoluş amacının üzerimizde toplanmadığını üzülerek öğrendik. Merkezi ve kuruluş amacı bir olmayıp enginlikte ve sonsuzlukta kaybolmuş minnacık ve minyatür inceliğinde, yüzlerce milyar galaksi ve milyarlarca trilyon yıldızla bezenmiş bir Kozmik Okyanusta dönüp dolaşan bir dünya üzerinde yaşadığımızı fark ettik. Cesaretimizi toparladık ve Kozmik Okyanusun sularına ayaklarımızı daldırdık yavaştan. Okyanusun bizi çektiğini gördük. Yapımızla bağdaşır bulduk. İçimizden bir ses Kozmos’un yuvamız olduğunu söylüyor. Yıldız külünden yapılmış bulunuyoruz. Kökenimiz ve evrimimiz uzak kozmik olgularla bağlanmış durumda. Kozmos’un keşfi kendi kendimizi keşif yolculuğudur…
Sayfa 383Kitabı okudu
Reklam
Bilime gücünü veren , özgür araştırma ve ne denli garip gelirse gelsin, ortaya atılan bir varsayımın değeri üzerinde araştırma yapılması gerektiği düşüncesinin yerleşmesidir. Alışılmış fikirlere benzemediği için insanı tedirgin eden yeni fikirlerin boğulması, din ve siyaset çevrelerinde görülebilir.
Sayfa 116Kitabı okudu
Eğer genişleyen bir evren ve Büyük Patlama görüşü doğruysa, o takdirde, daha güç sorularla karşılaşacağız. Büyük Patlama anında koşullar nasıldı? Ondan önce ne olmuştu? Maddeden yoksun küçücük bir evren vardı da, ardından madde birden hiç yoktan mı yaratıldı? Bu nasıl oldu? Birçok toplumun kültüründe Tanrı’nın evreni hiç yoktan var ettiği yanıtı verilir. Fakat soruları savsaklamak demektir bu. Eğer soruyu yüreklice sürdürürsek, bir adım daha alarak Tanrı’nın nereden çıktığını sormalıyız. Eğer bu soruya yanıt verilemez dersek, kendimizi boşuna yormadan, evrenin başlangıcı sorusunun yanıtsız kalacağı kararına neden varmayalım? Ya da Tanrının her zaman varolduğunu söylersek, evrenin söylemeyelim?
Sayfa 309Kitabı okudu
Kara deliklerden İngiliz astronomu John Mitchell 1783’de ilk söz eden kişi olmuştur. Fakat bu fikir acayip karşılanmış ve sonradan terkedilmişti. Son zamanlarda kara delikler üzerinde yeniden duruldu. Ve aralarında astronomların da bulunduğu birçok kişinin hayretine yol açan kara deliklerin varlığı kanıtlandı. Yeryüzü atmosferinden X ışınları geçmez. Gökcisimlerin bu tür kısa ışık dalgası çıkarıp çıkarmadığını saptamak için bir X ışını teleskopunun atmosferin dışına gönderilmesi gerekiyordu. Böylesi bir X ışını laboratuarının atmosfer dışına fırlatılması değerli bir uluslararası çabayla gerçekleştirilebildi. Kenya kıyılan açıklarında, Hint Okyanusunda bir İtalyan fırlatma rampasından fırlatılan araç ABD tarafından uzayda yörüngeye oturtuldu ve laboratuvara Swahili dilinde «Özgürlük* anlamına gelen «Uhuru» adı verildi. 1971 yılında Uhuru, Kuğu takım yıldızından gelme çok parlak bir X ışını kaynağına rastladı. Saniyede bin kez ışık verip sönen bir kaynaktı bu. Kuğu X 1 adı verilen kaynak küçük olmalı. Bir asteroid büyüklüğündeki cisim parlaktır, X ışını çıkarır ve yıldızlararası mesafelerden görülebilir. Acaba bu ne olabilirdi?
Sayfa 290Kitabı okudu
YER KÜREMİZ ADINA KİM SÖZ HAKKINA SAHİP?
"...Ne denli kocaman olmalı gökyüzündeki o küreler... Ve iktidar oyunlarımıza, gemi seferlerimize ve tüm savaşlarımıza sahne olan şu yerküremiz de ne denli küçük olmalı onlarla kıyaslanınca. Şu küçücük yerkürenin zavallı bir köşesinin efendileri olma uğruna bunca insanın hayatına kıyan krallarla prensler için gözönünde tutulması gereken, üzerinde düşünülmesi şart olan bir nokta bu. — Christiaan Huygens, New Conjectures Concerning the Planetary Worlds, Their Inhabitants and Productions, yaklaşık 1690...."
Reklam
DNA’mızdakı nitrojen, dişlerimizdeki kalsiyum, kanımızdakı demir, elmalı kekteki karbon çöken yıldızların içinde üretilmiştir. Hepimiz birer yıldız tozuyuz.
Sayfa 247
Soluk Mavi Nokta
Gezegenimiz 14 Şubat 1990'da Voyager 1 uzay sondası tarafından yaklaşık 6 milyar kilometre gibi rekor bir mesafeden çekilerek, “dünyanın en uzaktan çekilmiş görüntüsü” şeklinde kayıtlara geçti. Yaklaşık 6 milyar kilometreden (3,7 milyar mil) görüntülenen Dünya, uzayda küçük bir nokta olarak görüldü. Carl Sagan tarafından 1994 yılında “Soluk Mavi Nokta" ifadesi ile kitap ismi olarak kullanıldı.
Soluk Mavi Nokta
Soluk Mavi Nokta
Carl Sagan
Carl Sagan
Başka uygarlıklara bizim hakda bilgi gönderilmesi…. Möhteşem
İki Voyager uzay aracı, yıldızlara doğru yol almaktadır şu anda. Her birine altın kaplamalı bakir bir pikap plağı, bir kaset ve plak iğnesi bağladık. Plağın alüminyumdan mahfazasının üstünede nasıl kullanılacağını yazdık.Genlerimiz hakkında, beyinlerimize ilişkin ve kitaplıklarımıza dair bilgiler verdik. Bu bilgileri, yıldızlar arası uzay yolculuğuna çıkmağı düşünebilecek başka varlıklara yolladık.
Yegâne hukuk nesnesinin insan mı, yoksa tersine, bugün "biyosfer" ya da "ekosfer" diye adlandıran ve eskiden kozmos adı verilen şey mi olduğunun bilinmesi söz konusudur. Çünkü o takdirde insan, etik, hukuksal, ontolojik, her türlü bakış açısından, daha başkaları arasında bir öğeden ibaret en zararlı düzensizliği buyur etmekten geri durmadığı bu uyumlu ve düzenli evren içinde ortakyaşarlığa en az yatkın olduğu için de en sevimsizi olacaktır.
Sayfa 20 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"En iyi doktor hastalığın olmasını engelleyebilendir... Hiçbir şey doğal bir sebep olmadan gerçekleşmez."
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.