Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kudüs’te Katliam Var

Profil
Kanaatimce Filistinlerin içine sürüklendikleri bu teslimiyet hali uzun sürmeyecektir. Çünkü bardak taştı, düşman haddi aştı, sabır da tükenmeye başladı ...
İsrail'in hiçbir anlaşmayı ve barışı gözetmeyeceğini herkes görmüş oldu. Yüce Allah kendile­ rinden önceki ataları hakkında şöyle buyuruyor: "Onlar , kendile­ riyle antlaşma yaptığın halde hiç çekinmeden her defasında an­ laşmayı bozan kimselerdir."
Reklam
Onların amacı müslümanları bölmek ve başarıyorlar.
İsrail'in buradaki hedefi Filistinli­ leri birbirine düşürmek, birini diğerine kışkırtmak ve aralarında çok şiddetli bir ihtilafı körüklemektir. Sonra da bir köşeye çekilip kar­ deşlerin birbirlerini öldürmelerini seyredecektir
İsrail, haksız yere büyüklük ve azgınlık taslamaktadır. Çünkü ona karşı çıkıp haddini bildirecek birilerini görememektedir.
Gerçek şu ki Likud'un yönetimindeki İsrail, boş vaatleri bile bizden sakınır hale geldi. Sonra hiç kimseden korkmadan ve utan­ madan takındığı bu ters tutumuyla övünmeye başladı. Hz. Pey­ gamber'in (s.a.v), "İlk peygamberlik sözlerinden insanların hatırında kalan, 'Utanmazsan dilediğini yap!' sözüdür'' hadisi bu hususu en güzel şekilde anlatmaktadır.
Biz ne zaman kendimize ait bir haktan vazgeçtiysek, İsrail, çı­ kıp kendisinin olduğunu iddia ettiği başka bir batılda diretmeye başlıyor. İsrail her gün istediğini bizden almaktadır. Buna karşılık biz ondan sözde vaatler dışında hiçbir şey alamadık. Düştüğümüz durumu şair ne güzel dile getiriyor: "Sözleri darb-ı mesel oldu Urkub'un Zi ra her söylediği yalandır onun Dilek ve vaatleri seni aldatmasın sakın Tü mü yanıltmacadır temenni ve rüyaların"
Reklam
Biz hala işe yaramayan boş konuşmaların dinleyicisiyiz.
Tüm bunlar cereyan ederken bizler hala Filistin'e; devletini, mültecilerini, Kudüs'ünü ve başkentini iade edemeyecek boş bir barışı gerçekleştirmek için koşuşturup duruyoruz. Müslümanların maruz kaldığı büyük zulme ve haksızlığa rağmen, İsrail ve Netanyahu, daha önce bize dayattıkları bu sözde barışı reddedi­ yorlar! Ne garip bir durum ki öldürülen hakkından vazgeçti; öldü­ ren vazgeçmiyor! !
Tüm dünya, belki de İsrail'in ya da uluslararası Siyonizm'in hazırladığı gündem­ leri tartıştığı bir sırada bu yıkım gerçekleşecektir.
Ebu ümame el-Bahill'nin (r.a) anlattığına göre Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ümmetinden bir topluluk, galip olduk­ ları halde kendilerine Allah'ın emri (kıyamet) gelinceye kadar düş­ manlarını kahretmeye devam edeceklerdir ve başlarına gelen has­ talıklar dışında hiçbir düşman onlara zarar veremeyecektir." Orada bulunanlar, "Ya Resülal/ah! Peki, (o gün) bu kimseler nerede ola­ caklar?" diye sordular. Hz. Peygamber (s.a.v), "Beyt'ül-Makdis'te (Kudüs) ve onun çevresinde olacaklardır" buyurdu.
"Kudüs bozuk tesbihin imamesi, tesbihin dağınık parçaları ancak imameye tutunarak birleşebilir..."
Reklam
Daha ne kadar uyuyacağız.
O halde ey İslam Ümmeti! Bıçak kemiğe dayanmış durumda, tehlike sirenleri de Kudüs ve Mescid-i Aksa için çalıyor, artık uya­ nın! Yüce Allah şöyle buyuruyor: "De ki: (Yapacağınızı) yapın! Ame­ linizi Al l ah da Resulü de müminler de görecektir. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir."1
Kudüs hepimizin davasıdır...
Kudüs, öncelikli hakları olsa da yalnızca Filistinlilerin değildir. Ümmetten önce onu koruması gereken kimseler olmalarına karşın sadece Arapların da değildir. Aksine Kudüs, yeryüzünün doğu­ sunda veya batısında, .kuzeyinde veya güneyinde olsun, yöneten veya yönetilen, tahsilli veya tahsilsiz, zengin veya fakir, erkek veya kadın olsun bütün Müslümanlarındır. Herkes konumu ve imkanı nispetinde kendine düşen görevi yapmakla sorumludur.
Kudüs, onu yok etmek, Yahudileştirmek, Arap ve İslami kimli­ ğinden soyutlamak için hedef belirleyen, planlar ortaya koyan ve komplolar kuran amansız Siyonist tehlikenin kıskacında bulunmak­ tadır. Siyonistler, herkese meydan okuyarak, kimseden çekinmeye­ rek, düşmanlıklarını ve kararlarını ortaya koymuşlardır. Buna karşı­ lık büyük ve geniş coğrafyasına rağmen İslam alemi onlara karşı çıkamamıştır. Şöyle bir atasözümüz var: "Firavun'a; 'Seni firavun­ laştıran (azdıran) neydi?' diye sorulmuş o da, 'Beni yaptığımdan alıkoyacak birinin çıkmaması!' cevabını vermiştir."
Kudüs'ün siyonist işgalcilere teslimi başlı başına bir ihanettir.
Sayfa 45
Kudüs daima müslümanlarındır!..
Bütün bu tarihi gerçekler ortaya koyuyor ki, Kudüs işin gerçeğinde, siyonistler tarafından işgal edilmemiş, Müslümanların başına musallat edilen uzaktan kumandalı bir takım yönetimler tarafından onlara teslim edilmiştir. Tıpkı 1243'te Mısır hükümdarı İsa'nın, bu kutsal şehri bazı küçük yardımlar karşısında Bizans imparatoruna hediye ettiği gibi. Ancak Müslümanları Demir yumruk altında tutmaya çalışan bu yönetimlerin ihanetleri Kudüs'ün siyonist işgalcilere hediye edilmesi ile son Bulmamış Daha sonra da devam etmiştir.
Sayfa 34
823 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.