Tüccar kazanç hırslarıyla sarhoş, gençlik dünya akımlarının peşinde, halk her akşam kendini eğlendiren bedbaht şarkıcının hayranı, okul çağındaki delikanlının kafası istikbalinin yüksek kazanç ve münasebetsiz maaş hesapları ile yüklü, profesör klinik ve özel üniversite ticaretin hastası olmuş, kolejli kızını otomobille Avrupa seyahatine koşturan baba berberini de unutmuyor, eski hükümdar sofralarının israfı her umum müdüre, her büyük gölgeye peşkeş çekiliyor; başkasına değil, kendi kendimize zulüm olan bütün bu afetlerin, bu musibetlerin temizleyicisi, ruhların kurtarıcısı olması lazım gelen din adamı ise mabette ibadet pazarlığı yapıyor; bölük bölük olmuş her biri bir taraftan, ilme koşan gençliğini taşlıyor.
Sayfa 174 - Dergah Yayınları