Bedirxan Bey, Cizre’deki Birca Belek sarayında gezinirken bir oğlunun elinde bir keklik kafesi görür. Bedirxan Bey, “Bu nedir oğlum?” der. Oğlu Ali Şamil -ki sonradan paşa olmuştur- “Baba, bu çok kıymetli bir kekliktir. Bana Sincar’dan geldi” diye cevap verir. Bedirxan Bey, “İyiliği nereden geliyor oğlum?” diye sorar. Oğlu, bunun üzerine, “Baba, bunu dağa götüreceğim, etrafı tuzaklarla çevireceğim. Ötmeye başlayınca, dağdaki diğe keklikler yanma gelmeye başlayacaklar. Böylece benim kurduğum tuzaklara yakalanacaklar” der. Bedirxan Bey, kafesteki kekliği alır ve kafasını kopararak yere fırlatır. Oğlu bağırır çağırır, kendisini yerden yere atar. Bedirxan Bey, oğlunu yerden kaldırıp başını okşayarak, “Evladım der, insan olsun hayvan olsun, kavmine hiyanet edenlerin kafasını koparmak lazımdır.”