n

Nebevî Aile

0 üye
Evlilik İbadettir!
Evliliğin ibadet olmadığını söyleyebilecek birisi var mı? Allah'ın emri ve Peygamberin (aleyhisselam) kavlinden bahsediliyorsa orada ibadetten bahsediliyor demektir. Biz ibadetin kapsamını daralttığımız için evliliği ibadet olarak göremiyoruz. Aklımıza sadece bazı şekli hususiyetler geliyor ama Allah bizden bir şey istemiş, o şeyin nasıl yapılacağını da Peygamber (aleyhisselam) aracılığıyla göstermişse o şey ibadettir. Her ibadet insana başlı başına bir külfet yükler. Külfetsiz bir ibadet yoktur. Bunu anladığımızda evliliğin de külfet gerektirdiğini ve çocuklukta oynadığımız evcilik oyunu olmadığını anlarız. İbadet olarak anladığımız andan itibaren namazımızı koruyormuş gibi evliliğimizi de korumaya başlarız. Eksik kaldığı zaman da bir ibadet eksik kalmış gibi sıkıntıya düşecek, telafi etme adına da gayret içerisinde olacağız.
Sayfa 16 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
Meveddet ve Hubb
Ülfet İşin başlangıcı, yani yakınlık kurulmasıdır. Meveddet-Sevgi, yani yakınlıktan sonra ortaya çıkan bir durumdur. Hub ise şiddetli sevgidir. Biz buna Türkçe'de aşk deriz. Meveddet ile hub arasında şöyle bir fark vardır. Meveddet, sonradan kazanılan sevgidir, hub, Allah'ın doğuştan ikram ettiği bir sevgidir. Dolayısıyla eşler arasındaki sevginin ayette meveddet kelimesi ile ifade edilmesi de çok güzel bir hikmete bindendir. İnsan doğar doğmaz annesine karşı ilgi duyar, sevgi besler. İşte bu sevgi hubtur. Ülfetten sonra oluşan sevgi ise meveddettir.
Sayfa 14 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hoş bir hatıra...
Neslin devamının evlilikten başka yolu yoktur. Muhammed Ali es-Sabuni Hocaefendi bize latife olsun diye şöyle bir şey anlatmıştı: "Kabe'de dua dua yakaran bir gence rastladım. Allah'ım senden salih/a evlat istiyorum!' diye dua ediyordu. Dikkatimi çekti. 'Sen kaç yıldır evlisin ki böyle gönülden salih/a evlat istiyorsun?' diye sordum. 'Daha evlenmedim hocam.' dedi. 'Evlenmediğin halde neden çocuk istiyorsun? Allah'tan saliha bir eş istesen ya!' dediğimde ise bana 'Ben çocuk isteyince o da gelecek zaten.' cevabını verdi." Bu bir latifedir ama bir hakikati de söyler. Neslin devam edebilmesi için evliliğin olması gerekir.
Sayfa 13 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
Şeyh İsmail Çetin Hazretleri'nın muhterem hanımı ile pazarlığı...
Evlendiklerinde ilk pazarlıkları şu olur: "Dayımın kızı, eşkıyalığı ile nam salmış kişilerle oturup kalktım, nice ağa, mir ve zenginlerin muamelelerini gördüm, çok değerli şeyh efendilerin eşlerine muamelesini öğrendim, nice hocalardan dersler aldım... Bana söyle, hangi zümrenin muamelesi ile sana muamele etmemi istersin?" Cevabı
Sayfa 149 - Dilara YayınlarıKitabı okuyor
Şeyh İsmail Çetin Hazretleri'nin anne tarafından nesebi...
Rabia Anne'nin annesi Şeyh Hadice ismiyle tanınmakta, babası Şeyh İbrahim'in nezaretinde Arabî tahsilini tamamlamış, 'Sahih-i Buhârî ve 'Sahih-i Müslim'i ezberlemiş, ilim icazesini Şeyh İbrahim Alipârî'den ve Silvanlı büyük müftü Üstad Molla Abdulhâdî'den almış, özellikle Şâfiî fıkhında değme hocaların müşkül durumlarda müracaat ettikleri çok saliha ve bilgin bir kadın... Babası Şeyh İbrahim, Şeyh İbrahim Alipârî'ye: -"Birçok halife bıraktım, oğullar yetiştirdim ama hiçbirisi kızım Hadice'ye yetişemedi, Müslim'i, Buhârî'yi ezbere biliyor, ona hilafet versem olur mu?" diye sorunca Şeyh İbrahim Aliparî: -"Senin Hadicen Peygamber'in Hadicesi'ni geçmedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona hilafet vermedi." diye cevaplamış. Bundan böyle ilmine ve babasının şerefine mebnî Hazro'da Şeyh Hadice ismiyle şöhret bulmuştur.
Sayfa 21 - Dilara YayınlarıKitabı okuyor
İmam Şafiî'nin İmam-ı Azam'a Hürmeti
İmam Şâfii, Bağdad'a girdiğinde, ilk işi Ebu Hanife rahimehullah'ın kabrini ziyaret etmek olurdu. Vakit buldukça kabrini ziyaret eder, uzunca bir müddet yanı başında otururdu. Hatta bir gün sabah namazında o makamda bulunmuş, namazda Kunutları okumamıştı. Hâlbuki kendisi sabah namazında kunut duasının okunmasını söylerdi. Neden sabah namazında kunut duası okumadığı sorulduğunda; "İmam Ebu Hanife rahimehullah'ın kavline muhalefet etmekten haya ederim. Bu sebeple böyle davrandım." demiştir. Bu durumu İbnu'l Arabi Hazretlerinin şu sözüyle özetlemek gerekir. "Gerçek âşık, sevdiğinin özelliğine intikal edendir, sevdiğini kendi mertebesine indiren değil.
Sayfa 6 - Dilara YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.