Freud da Bion da benliğimizin en anlaşılmaz yönünün hüsran olmasının nedenlerini ve nasıllarını ortaya koyar. Onlara göre ilk itkimiz ihtiyaç duymaksa ikincisi hüsranımızı örtbas etmektir. Bu konuda düşünmek ya da konuşmak istemeyiz çünkü temelde yatan hüsranımızın doğasını bilmek, o deneyimi açığa çıkarmak istemeyiz. Tatmini, varlığını borçlu olduğu hüsran duygusu olmadan yaşamayı tercih ederiz.
Sayfa 31 - Hüsran Üzerine, Metis YayınlarıKitabı okudu
Performansından sonra bir şarkıcı veya piyanistin etrafında toplanan, hepsi coşkuyla duygusal bir şekilde aşık olan kadınların ve kızların birliği düşünülebilir. Birbirlerini kıskanmaları kesinlikle kolay olurdu, ama sayılarının çoklu ve onların sevgisinin amacına ulaşmasının imkansızlığı karşısında, kıskançlıktan vazgeçerler ve bir diğerinin saçını çekmektense, birleşik bir grup olarak hareket ederler, ortak sevinçleri vesilesiyle kahramana saygı gösterirler ve muhtemelen onun etkisi altında olmaktan pay aldıkları için mutlu olurlar. Başlangıçta rakiptiler, aynı nesne için besledikleri benzer bir sevgi ile birbirleri ile özdeşleşmeyi başarılar. Her zaman olduğu gibi içgüdüler alanındaki bir durumun çeşitli sonuçlara muktedir olduğunu gördüğümüzde, yaşam koşullarının engellemesine rağmen başka biri için oldukça açık olarak belli olsa da, gerçek sonucun bir miktar memnuniyet olasılığını içermesi durumunda şaşırılacak bir şey yoktur.
Gerçeklik önemlidir çünkü bizi tatmin edebilecek tek şey odur. İlk etapta, kendi kendini doyuran, fantazi dünyasında ve kendi zihninde yaşayan canlılar olmanın cazibesine kapılırız, fakat bize sunulan yegane tatminler gerçekliğin doyumlarıdır ve bunların da kendileri hüsran yaratır.
Sayfa 29 - Hüsran Üzerine, Metis YayınlarıKitabı okudu