Madem ufûl edenlerden ve zeval bulanlardan ruh elini çekti. Kalp dahi mecazî mahbublardan vazgeçti. Vicdan dahi fânilerden yüzünü çevirdi. Sen dahi bîçare nefsim, İbrahimvari
لَٓا اُحِبُّ الْاٰفِلٖينَ
gıyasını çek, kurtul.
On Yedinci Söz/On Yedinci Sözün İkinci Makamı/Kalbe Farisî Olarak Tahattur Eden Bir MünacatKitabı okudu
Ey iman edenler! Sizler ,sefere çıkan veya savaşa giren kardeşleri hakkında"Onlar yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi" diyen inkarcılar gibi olmayın. Hayat veren de öldüren de Allah'tır; Allah yaptıklarınızı görmektedir.
Al-i İmran-156
Hadiste "Ben ahlakı icat etmek, inşa etmek için gönderildim." denilmeyip bilakis "Ben mekârim-i ahlakı tamamlamak için gönderildim." denilmesidir. Bu, şu demektir: Benden önce de ahlak vardı. Âlemde başlayan peygamberlik binasının ortaya koyduğu bir ahlak var. Ve ben insanlığın birikimi olan ahlakı tamamlamak için geldim.
İnsandaki nihayetsiz zayıflık ve âcizliği, bazı şeylerle ihsas ettirip hayat yükü ve yaşamak tekâlifi ne kadar ağır olduğunu anlattırıp istirahate ciddi bir arzu ve bir diyar-ı âhere gitmeye samimi bir şevk veriyor.
وَرَحْمَت۪ي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍۜ
"Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik nasib et. Biz Sana yöneldik, Senin yolunu tuttuk." Hak Teala da şöyle buyurdu: "Ben dilediğim kimseyi cezalandırırım. Rahmetim ise her şeyi kaplar. Rahmetimi (ahirette) Allah'a karşı gelmekten korunan, zekat veren ve özellikle Bizim ayetlerimize iman edenlere nasib edeceğim."
Toksik Yalnızlıklar Ramazanın ilk gününden herkese merhaba!
Bugün hayatımda yeni bir sayfa açmış gibi hissediyorum ve umarım bu otuz günlük süre zarfında çok güzel şeyler yazabilirim bu yeni sayfalara. Hepimiz için çok güzel, istediğimiz şeylerin bir bir gerçek olduğu bir ay olsun inşallah :)
Bugün sizlere hem eğitimci hem de yazar Emre Bey’in kaleminden dökülen #toksikyalnızlıklar kitabının yorumu ile geldim. Kitabın ön sözü ile beni kendine çekmeyi zaten başarmıştı.
Kitap sekiz kısa hikayeden oluşuyor ve her biri ayrı bir dünya aslında. Dev dalgaların alıp götürdüğü bir evlat ve yıllarda aynı yerde ‘’geri gelecek’’ ümidi ile bekleyen çaresiz bir baba… Göçük altında kalan bir adamın son hisleri… bir hikayede aynı karakterin farklı kimliklere bölünmesi ve hiçbir karakterde sevdiği tarafından sevilmemesi…
Yalnızlıklar, yarım kalmışlıklar, çaresizlik, ölüm ve daha fazlası. Yazarın kalemi o kadar sade ve bir o kadar da başarılı ki kitabı elinize aldığınızda hikayeye kapılıp gitmemek elde değil. İyi ki okudum, iyi ki yazarın kalemi ile tanıştım. Umarım başka eserlerinde de yeniden buluşabilmek nasip olur. Okuru bol, başarıları daim olsun <3
İnsanoğluna dünya hayatında bahşedilen zaman dilimine "ömür" denilmiştir. Ömür, imar ile aynı kökten gelir. İmar, ömür, umre, mimar, mamur; hepsi aynı kökten gelir.
İmar ile geçmeyen ömür, ömür değildir. İmar ile geçmeyen ömür mamur olamaz.