r

Rasim Özdenören

0 üye
Bir kez "Allah" dedikten sonra, her çeşit putla, putçulukla savaşmak şarttır; fakat savaşın mücerret sebebi putlara karşı koymak değil, Allah'ın vaz ettiği dini, insanlar arasında yürürlüğe koymaktır. Putlara karşı savaşmaksa, sadece savaşma sebebinin doğal sonucu olarak ortaya çıkar.
Sayfa 68
Fakat en önemlisi, Müslümanın kendi iç oluşumunu gerçekleştirmeye çalışmasıdır. Müslüman sürçtüğü, tökezlediği yerde, bunun başlıca sebebinin kendi iç oluşumunu tamamlamakta gösterdiği ihmalden kaynaklandığını düşünür. Kendi doğrularının gerektirdiği hayat tarzını ilkin kendi nefsinde yaşamaya başladığı an, İslâm'ın hayata geçirilmesinde en doğru yöntem kendiliğinden bulunmuş olacaktır.
Sayfa 169
Reklam
Müslümanların, her veçhesiyle İslam'ı idrak edip onu yaşamaya başlaması, bir bakıma küfre ait kuralların, putların ne olduğunu bilmeyi de içine alan zihnî ve kalbı bir kavrayış düzeyine çıkması demek olur. Yani, biz İslâm'ı bütün veçheleriyle anlamış olursak, aynı zamanda Islamdışı olanı da, bir bakıma kendiliğinden anlamış oluruz.
Görebilmek için, gözüne, Allah'ın sürme'sini talep edeceksin. Gözüne o sürme çekilince, son'u da bırakmış olursun. Salt O'nun bakışıyla görürsün perdeleri de, perdelerin ardını da.
Irkçılık !!
Malcolm X hayat hikâyesini anlattığı kitabının bir yerinde şunları söylüyor: "Beyazların çoğu, zencilerin başka konularda da söyleyecek bir şeylerinin bulunabileceğine, başka düşüncelerden de haberi olabileceğine ihtimal vermezler. isterseniz bir dikkat edin: başka bir konuda, diyelim ki dünya sağlık sorunu hakkında ya da aya adam gönderebilmek için sürdürülen uzay yarışı hakkında zencilerin düşüncelerini öğrenmek isteyen beyaz pek çıkmaz." İlk bakışta Malcolm X'in sözleri insana, haklı bir tepkiyi dile getiriyormuş gibi bir izlenim vermektedir. Oysa üstünde düşünüldüğünde bu sözler haklı bir tepkiden çok bir aşağılık karmaşasının ifadesi biçiminde yorumlanabilir.
Sayfa 80
' İfadenin güzelliği' ve alkış emojisi..
Eğer dine (İslâm) hayatımızın her şeyi diye bakmıyorsak, onu kendisiyle amel edeceğimiz bir hükümler bütünü olarak görmüyorsak, dini bir zihin fantezisi olarak kabul ediyoruz demektir. Din, bir kez, bir zihin fantezisi olarak kabul edilince, bu fanteziye yüklenmek istenen değer ne kadar yüce ve yüksek olursa olsun, o artık kendisiyle amel edilen bir hükümler bütünü olmaktan çıkmış, nefsanî gayelerin hizmetine verilmiş zihin lüksünün, düşünce konforunun unsuru ve aleti durumuna getirilmiş olur.
Sayfa 53
Reklam
391 öğeden 311 ile 320 arasındakiler gösteriliyor.