İmam-ı Âzam Hazretleri:
__“Allah’ın Resûlleri, farklı dinlere mensup değillerdi; hiçbir Resûl de kendi kavmine, kendisinden önce gelmiş bir Resûlün dinini terk etmeyi emretmemiştir. Çünkü
Şerîat: Doğru yol; hak dîn yolu; geniş ve büyük cadde; nûr, aydınlık, ışık. Kur’ân’ın ve Allah’ın Sevgilisi’nin gösterdiği ve bildirdiği yol. Allah tarafından Peygamber Efendimiz vasıtasıyla tebliğ edilen ilâhî hükümlerin bir araya gelmiş bütünü. Şerîat aynı zamanda “dîn” anlamına da gelir; zîrâ “ahkâm-ı asliye” denen îtikâdî esaslar ile “ahkâm-ı fer‘iye” denen ibâdet, ahlâk ve mu'âmelât kurallarını—yani İslâm hukûkunu—içerir.
Lûgatta “şir‘a, şeria, meşrâʾ” bir ırmağa veya su kaynağına ulaşmak için açılmış yol demektir. Ayrıca “şerʾ” kökünden “açmak, beyan etmek”; “shrūʾ” kökünden “içeri girmek, yürümek” anlamlarıyla da kullanılır.
"Allah'ım! Bu ümmete dostlarının aziz, düşmanlarının zelil olacağı, emirlerine uygun bir hayatın hüküm sürüp sana isyanın engelleneceği Raşidi bir yönetim nasip et!"
Amin!
Her Rasule olduğu gibi Allah katından Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e de bir şeriat verilmiştir. Bu şeriat Allah'tan gelen tüm diğer şeriatleri kapsadığından Rasullere verilenlerin en mükemmelidir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Vergiler haramdır ve her kim bununla ilgili bir işe bulaşırsa, lanetlenmiştir."
|| İmam Zehebî, Kitabul Kebair s, 112