Büyük devlet adamlarına şu öğütleri veriyordu: bütün kuşkulu kimselerin ne yedikleri; yatakta hangi yanlarına yattıkları; gerilerini hangi elleri ile sildikleri incelenmeli; pisliklerine inceden inceye bakılmalı; bunların renk, koku, tat ve kıvamına ve sindirimin yarım kalmış veya tamamlanmış oluşuna göre, ne düşündükleri, ne kurdukları hakkında bir hükme varılmalı idi. Çünkü insanlar, helada bulundukları zamanlarda olduğundan ne daha fazla ciddidirler, ne daha fazla düşünceli; ne de zihinleri daha fazla işler.