...O zaman şu soruyla karşı karşıya kalıyoruz: Dilenciler neden hor görülüyor? ... Bence sebebi çok basit, düzgün bir geçim kaynakları olmadığı için. Esasta bir iş yararlı mı yararsız mı, üretken mi asalakça mı kimsenin umrunda değil; tek beklenti kârlı olması. Çağımızın tüm o enerji, randıman, sosyal hizmet ve diğer laflarında "Para kazan, yasal yollardan kazan ve çok kazan"dan başka ne anlam var ki? Para en büyük erdem sınavına dönüştü. Dilenciler bu sınavda çakıyorlar, bu yüzden de hor görülüyorlar. ...Şereflerini diğer çoğu modern insandan daha fazla satmış değiller;sadece zengin olmayı imkansız kılan meslek seçme hatasına düşmüşler.
Sayfa 200Kitabı okudu
Birinci Dünya savaşı sonrası İstanbul'un sosyal durumunu anlatmış 
Hüseyin Rahmi Gürpınar . Fakirin en dipte zenginin en yüksekte, aradaki uçurumun kapan(a)maz olduğu dönemler. Savaşın artçılarının yanında bir taraftan ispanyol gribi salgını.
Bir dolandırıcılık vakası üzerine gerçekleri araştırmaya başlayan komiserin, insanlar arasındaki sosyal, ekonomik uçurumu farketmesini sağlar.
Dönemin siyasetini, insanların din anlayışını, insanların cahilliğini sert bir şekilde eleştiren yazar, aslında günümüzde de bize yabancı olmayan olay ve durumlardan bahsetmiştir.
İnsan okurken düşünmeden yapamıyor; ölünce bir çöp tanesi bile götüremeyecegimiz bu hayatta neyin hırsını yaşıyor, bu kadar acı ve göz yaşına neden oluyor. Bırakın haksız kazancı, israfın bile zararlarını telafi edemiyoruz.
Evet, bu etkileyeci ve üzücü kitabı okumalıyız bence. Çünkü birey olarak farkına varmazsak bazı şeylerin toplumun düzelmesi mümkün değil.
Adaletin ve liyakatın olduğu bir dünya dileğiyle, herkese iyi okumalar.
