Ütopya bir anlamda, girilmiş olan Rönesans ve Aydınlanma istikametinin ilk manifestosuydu. More, Ütopya başlıklı eseriyle İngiliz toplumuyla hesaplaşır ve “mevcut olanın” çerçevesini parçalar ve bunu kuşkusuz emekçiler ve hayatı yaratanlar adına yapar.
More’un esas amacı toplumsal dengenin önemli bir unsuru olan köylülüğün karşı karşıya bulunduğu sömürü ve felaketi gözler önüne sermektir. Aslında köylülükle birlikte çöken mevcut toplumdur.
More, Ütopya’da emeği ve özellikle de el emeğini, insan yaşamının vazgeçilmez unsuru yapmaktadır. Ona göre emek sadece yaratmıyor, aynı zamanda insanı dönüştüren devrimci bir rol de oynuyor.
Köleci dönemin ve düşüncede soyutlamanın bir ifadesi olarak ortaya çıkan idealizm, emeği ve özellikle de el emeğini aşağılamıştı. Bunu Platon’un eserlerinde en bariz şekliyle görürüz. More’la birlikte insan emeği, üzerindeki 2 bin yıllık lanetten kurtulma ve gerçek değerine kavuşma umudu yakalamıştı. More’un diğer eşitlikçi filozoflardan en önemli farkı onun, insanı insan yapan emeğin tarihteki rolünü keşfetmesi ve onu toplumsal ve ekonomik düzen içindeki rolüyle birlikte ortaya koymasıdır.
More bunu, “Emekçiler çalışmasa devlet bir yıl bile ayakta kalamaz!” diye ifade ederek emeğin gücünü göstermektedir.