Oysa hastalık ya da alışkanlığın insanlara verdiği duygular, tabiatın gerçek tadını değiştirmez, bizim duyduğumuz bir tadın hiçbir nesnenin özünü değiştiremeyeceği gibi.
Herkes bilir ki, bütün canlı varlıklarda açgözlülüğün nedeni ya korku ya da yoksulluktur. İnsanlarda ise, bazen yalnız kendini beğenmişlikten gelir açgözlülük. Çünkü faydasız ve boş şeyleri gösterişle ortaya serip başkalarından üstün geçinmeyi şanlı bir iş sayar insanlar.
Ya benim düşüncem hiç kimseninkine uymadığı için işe yaramayacak ya da birçoklarıyla anlaşacağım; o zaman da Terentius’ta Mitio’nun dediği gibi “çılgınlarla çılgınlık” edeceğim.
Öldürmek hırsızlığı cezalandırmak için çok ağır, hırsızlığı önlemek içinse çok hafif bir cezadır. Her çalan ölümü hak etmedikten başka açlıktan ölmemek için çalan adama en korkunç işkenceleri de yapsanız yine çalar.
Kral, kendisi zengin olmaktansa zengin insanlara hükmetmelidir. Çünkü herkes sızlayıp inlerken zevk-ü sefa süren birisi ancak bir gardiyandır, kral değil.
Bir de şuna şaşıyorlardı: Naıl oluyor da bir eşek kadar bile kafası işlemeyen, vicdansız, ahlaksız, budala zenginin biri, sadece birkaç torba altını var diye akıllı dürüst bir sürü insanı buyruğu altında köle gibi kullanabiliyordu.
Utopialılar aklı başında insanların yıldızlar ve güneş dururken bir incinin ya da elmasın cılız pırıltısına düşkünlüklerine şaşarlar.
...
Kendiliğinden hiç yararlı olmayan altına neden bu kadar değer verildiğini, insanın dilediği gibi kullandığı bir nesnenin nasıl insandan daha üstün sayılabileveğini anlamıyorlardı.
thomas moore 7 şubat 1478 -6 temmuz 1535
yazar herkesinde hayal ettiği gibi kendisine ütopik bir dünya yaratmış .dünyasını iki kişi arasında geçen dialog olarak aktarmış ütopik dünyasında eğitim,askeri,sağlık,evlilik,tarım,din,paylaşma gibi hayatımızın en önemli konularını ele almış . yazar 1500 lerde yaşadığı için aynı döneme göre bir dünya tasarlamış bazı satırbaşları önemini yitirsede kitap günümüze bilgi aktarımını başarı ile yapmış.
UtopiaThomas More · Cem Yayınları · 199520,3bin okunma
Herkes bilir ki bütün canlı varlıklarda açgözlülüğün nedeni ya korku ya da yoksulluktur. İnsanda ise bazen yalnız kendini beğenmişlikten gelir açgözlülük. Çünkü faydasız ve boş şeyleri gösterişle ortaya serip başkalarından üstün geçinmeyi şanlı bir iş sayar insanlar.
Tabiat, o eşsiz ana, altın ve gümüşü yararsız, boş nesneler olarak çok derinlere gömmüş; oysa havayı, suyu, toprağı, iyi ve gerçekten yararlı olan her şeyi gözler önüne sermiştir.
Yüreğimden geçeni söylemem gerekirse, özel mülkiyetin söz konusu olduğu ve her şeyin parayla ölçüldüğü yerde toplumun adil şekilde yönetilmesi ya da refaha kavuşması olanaksız gibi görünüyor bana.