t

Tasavvuf ve Din

20 üye · 14 yeni gönderi
Tasdik Nedir?
"Resûlullah (a.s.)’ın getirdiği şey sahihtir ve haber verdiği hakktır, katiyyen şek ve şüphe yoktur"diye bütün kalbiyle îman ve diliyle de: "Ben her ne kadar müteşâbih lafızların gerçek mânâsına ve keyfiyyetine vâkıf değilsem de, Allah Teâlâ onlarla zâ­tını nasıl vasfetmişse veya resûlü (a.s.) vahy ve ilham sûretiyle onu nasıl nitelemişse, o ancak öyledir. Hepsi onların murat ettikleri mânâda ve edâ ettikleri şekilde haktır ve doğrudur, inandık, tasdik ettik" demektir.
"Yaşanmayan bir din olmaz. Yaşanmayan bir düzleme hapsederseniz din, kütüphane rafında kalır. Din yaşanmak içindir. "
Sayfa 149 - Turkuvaz yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
SÜKÛT;
Bu vazife de bütün avâm üzerine vaciptir. Çünkü soru sormakla, tâkât getiremeyecekleri şeyi talep edip peşine düşmüş ve ehil olmadık­ları konulara dalmış olurlar. Eğer, kendileri gi­bi câhil birisine sorarlarsa, onun verdiği cevap cehaletlerini artırır. Hatta çoğu kere onları kü­für bataklığına atar. Eğer bir ârife sorarlarsa:, anlayışlarının noksanlığından dolayı, ârif mese­leyi kendilerine anlatmaktan âciz kalır. Bu, bir babanın, evinde yapması uygun olan şeyleri oğ­luna anlatmaktan ve okula gittiği zaman elde edeceği yararları açıklamaktan âciz kalmasına benzer. Bunu, bir kuyumcunun, sanatının özel­lik ve inceliklerini bir marangoza anlatmaktan âciz kalmasına da benzetebiliriz. Çünkü maran­goz her ne kadar kuyumcunun sanatını görse de, kuyumculuğun inceliklerini anlamaktan âcizdir. O, bütün ömrünü marangozluk öğrenmekle ge­çirdiği ve onunla uğraştığı için sadece maran­gozluğun inceliklerini bilir. Aynı şekilde kuyum­culuk da, ömrü o uğurda harcamakla ve uğraşmakla öğrenilir. Bu uğurda çaba sarfetmeden evvel her ikisi de sanatlarını bilmezlerdi...
Cahillere : َ" فَاسَْالوُا اَهْلاَالذِّكْرَاِنْ كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُون " "Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun" denilmiştir. Cahiller tarafından kendilerine soru sorulan âlimler, eğer verecekleri cevabı anlamaya kudretleri bulunursa, onların sorularını cevaplandırırlardı. Aksi halde "Size ilimden ancak az bir şey verilmiştir. Açıklandığı zaman, sizin için kötü olacak şeyleri sormayın." derlerdi. "Onlara iman etmek vacip­tir. Keyfiyetleri sizin için meçhuldür, onlardan sual sormak bid’attir" demektir. Nitekim, ken­disine istivanın ne olduğunu soranlara: "İstiva malûmdur. Keyfiyeti meçhuldür, ona İman va­ciptir, ondan sual sormak ise bid’attir" demiştir.
Mü'minun, 23/91
Allah, hiç evlat edinmemiştir, beraberinde bir ilah da yoktur. Eğer müşriklerin dediği gibi, Al­lah’la beraber bir takım ilahlar olaydı, o takdir­de her ilah kendi yarattığını götürür, tek başla­rına kalarak aralarında ayrılıklar baş gösterir ve bir kısmı diğerlerine üstün gelirdi. (Bu çekişmeler ve savaşlar olmadığına göre Allah’ın eşi ve ortağı yoktur) *.
Müteşâbih lafızların mânâlarını an­lamak için soru sormak ve o konulara dalmak da nehyedildiğiniz şeylerdendir. Binâenaleyh on­larla ilgili soru sormayın. Bu konuda ne zaman bir şey işitseniz susun. «İnandık, tasdik ettik. Bi­ze ilimden az bir şey verildi. Bu, bize verilenler cümlesinden değildir» deyin.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.