Voynitsky : Bekle. Açıkçası şimdiye kadar
aklım başımda değilmiş. Şu ana kadar bu mülkün hep Sonya'ya ait olduğunu düşünerek aptallık etmişim. Rahmetli babam bu mülkü kız kardeşime çeyiz olarak aldı. Görüyorum ki naif davranmışım, kanunların Türklerinki gibi olmadığını farz etmiş ve mülkün kız kardeşimden Sonya'ya geçeceğini düşünmüştüm.
Bu özelliği Türkler yerine Araplar için kullansaydı daha uygun olurdu.Kitabı okudu
Toprak nemli olduğu için atların ayakları yer yer çamura saplanıyor ve huysuzlanıyorlardı. Atların üzerindekiler bir Türk değil de başkası olsaydı çoktan yuları elinden kaçırmıştı.
Sayfa 17Kitabı okudu
Çarpışmaya hazırlanmış, kendisini yağı üzerinde atılmaya odaklamış bir savaşçı için savaşmadan geri dönmek kabul edilesi en zor durumdu.
Sayfa 31Kitabı okudu
Türk ordusu katı bir savunma ve saldırı taktiğiyle Çin ordusuna bir adım bile attırmıyordu.
Sayfa 58Kitabı okudu
"Biz ayaklarımız kırılmadıkça ve canımız çıkmadıkça yağı karşısında yere diz etmeyiz. Ben de senin karşında ne eğilir ne de diz çökerim. Eğer bunu yaparsam ihanet etmiş olurum. Törem böyledir."
Sayfa 68Kitabı okudu
"Kurt deyip geçme. Çok asil varlıktır ve birliğe düşkündür. Hep beraberce avlanırlar. Hep beraberce saldırılara karşı savunurlar. Türklerin yaşadığı bozkırlarda, kışlaklarda bu hayvandan çok bulunur. Türklerde tıpkı onlar gibi savaşırlar. Şu Kurt Kapanı dedikleri savaş taktiği. Kurtların avlanmasının esinlenmiştir. Ve denir ki bunların soyunun türemesine bir kurt sebep olmuştur. Bir kıyımdan kurtulan iki Türk çocuğunu boz tüylü bir kurt emzirip yaşamalarını sağlamıştır. Bunca benzerlikten ötürüdür ki bunlar kendilerini kurtla eş tutar. Bir de tıpkı kurtlar gibi boyunduruk altında yaşayamazlar."
Sayfa 80Kitabı okudu
"Bir kurt evcilleştirilemez. Kurtlar yakalanacağını ve öldürüleceğini anladığı zaman kendisini boğarak öldürür, avcının eline bırakmaz. Ona bu zevki tattırmaz."
Sayfa 80Kitabı okudu
Tanrı'nın bileceği iş... Ve yazgının... Nereye savurursa rüzgar, nereye kadar savursa gideceklerdi. Yaşayıp gideceklerdi yaşayabildikleri kadar.
Sayfa 82Kitabı okudu
Ulu yaratıcıya kögler saldılar, dilekler dilediler.
"Bizi" dediler, "açlıkla boğuşturma, susuzlukla kıvrandırma. Yağı eline tutsak etme, vahşi hayvanlara yem etme. Bizi alacaksan yanına biz gibi al. Onurumuzla öldür. Bağışlaman, iyiliğin ve esenliğin, kut verdiğin budunun bu son kişileri üzerinde olsun..."
Sayfa 83Kitabı okudu