Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
...Resûlüllah Efendimiz'in, son günlerinde Üsame bin Zeyd ( r .a.) komutasında bir orduyu Şam bölgesine göndermesinin sebebinin bu olduğunu rivayet edenler olmuştur. Ferve'yi şehit eden Haris bin Ebu Şemir, bu hadiseden birkaç ay sonra, 632 yılında ölür.
..."Akıbetinin diğer boğalar gibi olacağını gören kırmızı boğa, 'Eyvah, ben ne yapmışım!.. Bu vahşi aslanın, beyaz boğayı yemesine izin verdiğim zaman, meğer ben kendi ölüm fermanımı da imzalamışım!..' manasına gelen 'İnnemâ ükiltü yevme ükile's-sevrü'l- ebyad' yani (إِنَّمَا أُكِلْتُ يَوْمَ أُكِلَ الثَّوْرُ الأَبْيَضُ) "Beyaz boğanın yenildiği gün, ben de yenildim!" demiş.
Beyaz BoğaKitabı okudu
Reklam
Beyaz boğanın yenildiği gün, ben de yenildim!"
Bu söz M.Ö. 600'lü yıllarda yaşayan Ezop isimli bir Yunan'a atfedilse de ondan çok daha önceleri, eski dünyanın her tarafında yaygın ve anonim bir hikâyenin özetidir. Tarih boyunca Hintli Beydaba, Çinli düşünürler ve Cahiliye Dönemi Arap şairleri de bu kıssayı anlatmıştır. En çok, Arapça konuşulan toplumlarca sahiplenilmiştir. Hikâye son olarak 26 Ağustos 2011'de Dunia el-Vatan gazetesinde siyasî bir bakış açısıyla kullanılmıştır. Aynı gaye ile Dr. Sîrîn es-Saîdî, "Atasözü, bizde yerine geldi. Beyaz boğanın (Osmanlı'nın) yenildiği gün, biz de yenilmiştik." demiştir.
Eski dünyanın her tarafında yaygın olan ve bizde daha çok "Sarı Öküz'ün Hikâyesi" olarak bilinen anonim hikâyenin aslı, "Beyaz boğanın yenildiği gün, ben de yenildim!” deyimine dayanır...
Reklam
Yedikıtadan...
...Sultan Birinci Ahmed devrini anlattığı tarih kitabının girişinde, Osmanlı padişahları için şöyle der bu zat: Bilad-ı küfrü fethedip tamâmet Gaza etti bular bî-hadd ü gâyet Resûlün sünnetin edip ikâmet Bulardır ehl-i sünnet hem cemâat Muhassal şer' u dîn bunlarla kâim Oluptur, ola yâ Rabb böyle dâim Bahsini ettiğimiz ve şiirinden misal verdiğimiz kişi; Mustafa Safi Efendi, bir imam. Ama sıradan bir imam değil; imâm-ı sultânî yani padişahın imamı. Bu makama da sağlam imanı, sahih itikadı, derin ilmî bilgisi, edebiyata ve makam ilmine vukufiyeti ve sesinin güzelliği göz önünde bulundurularak getirilmiş.
Babası, seyyid ünvanıyla tanınan İbnülemin Mahmud Kemal İnal'ın şahsiyetinin olgunlaşmasında, tasavvuf ehli olmasının katkısı büyüktür. Nakşibendî tarikatının Halidiyye koluna mensup olan İnal'ın hafızası ve hitabet kudreti, pek çok tarihî şahsiyetin onun konağındaki sohbet meclisine teşrifine vesile oldu. Darü'l- Kemal'deki bu meclise ilim, siyaset, edebiyat ve sanat camiasından pek çok kişi katılırdı. İşte onlardan birkaçı: Sait Halim Paşa, Münif Paşa, Ali Emirî Efendi, Mehmet Akif, Süleyman Nazif, Abdülhak Hamit, Yahya Kemal, M. Fuad Köprülü, Ahmet Hamdi Tanpınar, Hasan Ali Yücel, Hüseyin Vassaf, Osman Nuri Ergin, Hattat Halim Özyazıcı, Mükrimin Halil Yinanç, Cavit Baysun, Nurullah Pertev, Süheyl Ünver, Hakkı Tarık Us...
Reklam
Sarayşehir
Medînetüzzehrâ'da, önce saray inşa edilmiş, daha sonra şehrin alt kısmına büyük cami, hanlar, çarşılar ve hamamlar yaptırılmıştır. Daha sonra beytülmâl, divanlar (devlet daireleri), darphane ve diğer bazı kurumlar da şehre taşınmıştır.
Kuruluş Devrinden Beri Dua Orduları Vardı
Yine bu dua ve hatimler yapılırken, günahsız çocukların bulundurulmasının talep edilmesi dikkate şayandır. Buradaki amacın, günahsız sabilerin, yapılan dua ve hatimlere iştirak ederek "Amin" demeleri sureti ile bu ibadetlerin Rabbimiz tarafından kabulüne vesile kılınmak istenildiği anlaşılmaktadır.
Hususiyetle Manevi Tedbirler Alına!
Sefere çıkan ordunun zaferle dönmesi için cephede verilen mücadeleden çok daha fazlası seccadede; hatimlerle ve göz yaşları ile can-ı gönülden yapılan dualarla veriliyordu...
87 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.