"Seni Hak'tan yığanı her ne ise ver gider
Ne beslersin bu teni mezarda kurt kuş yer gider
Ölene bak gözünü aç dökülür sakal u saç
Han çıyan gelir aç yiyip içip tok gider
Bize bizden ulular pek iyi huylular
Şu iyi amelliler haber şöyle der gider
Kes haramdan elin çek gıybetten dilini Azrail el vermeden bu dükkânı der gider
Ecel erer kurur baş tez tükenir uzun yaş Dümdüz olur dağ u taş gök derilir yer gider
Çünkü can düştü hazrete gerek it ahrete Tanla duran ibadete Tanrı evine er gider
Miskin Yûnus ölecek mezarı nurla dolacak
İman yoldaş olacak ahrete aslan gider."
"Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur
Bir dem gelir sevinç olur, bir dem gelir ağlayan
Bir dem sanırsın kış gibi, şu zemheri olmuş gibi
Bir dem sevinç doğar, hoş bağ ile bostan olur
Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem dilinden inci döker, dertlilere derman olur
Bir dem çıkar arş üzere, bir dem toprak altına
Bir dem sanırsın katredir, bir dem taşar umman olur
Bir dem cehalette kalır, nesne bilmez cahil olur
Bir dem dalar hikmetlere, Calinus-u Lokman olur
Bir dem dev olur ya peri, viraneler olur yeri Bir dem uçar Belkıs ile, sultan-ı ins u can olur
Bir dem varır mescitlere, yüz sürer anda yerlere
Bir dem varır manastıra, İncil okur ruhban olur
Bir dem gelir İsa gibi, ölmüşleri diri kılar Bir dem girer kibr evine, Firavuna vezir olur
Bir dem döner Cebraile, rahmet saçar her yere
Bir dem gelir şaşkın olur, miskin Yunus hayran olur."
Biz Müslümanlar Asr-ı Saadet'ten nasıl uzaklaştık, biliyor musunuz?
Şahısların üzerinde kafa yorduk. Ya yerdik ya övdük. Oysa zihniyetlerin üzerinde durmalıydık, o yüzden Müslümanlar olarak zilletten kurtulamıyoruz. Falan ne demiş, niye demiş?