Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

zolazweigatay

“— İnsanlar genellikle en yakınlarına öfke duyarlar.”“ - Neden? — Çünkü duygusal alışverişler en çok, en yakınımızdaki kişilerle kurulur. Bunlar kimlerdir? Annemiz-babamız-kocamız-kardeşlerimiz ya da çocuklarımız. Sen de seni sürekli döven babana ve kocalarına duymuşsun bu öfkeyi.”
Reklam
Bütün geçmişim geçiyordu gözümün önünden; bir ruh perişanlığı görünümü, vahasız bir çöl. Ürpertici bir çöl de­mek daha doğru olur. Ufkun bir yanından öbürüne, ten­cere kapağının bir ucundan öbürüne dek hiçbir şey yok, bir çiçek bile; kimi yerde kupkuru toprak, kimi yerde toz, kimi yerde çamur. Benim suçum mu bu? Yalnız benim suçum mu? O ne acı, ne ıstırap, ne üzüntü, ne boşa gidiş öyle! Pekâlâ neşe de olabilirdi içinde; neşe olabilirmiydi acaba? Şu kirli kurşun rengi, şu donuk aydınlık yerine göz kamaştıran bir ışık da olabilirdi. Sevgi de olabilir miydi? Olabilirdi. Ne çok kaçırılmış fırsat! Ama içimde sevgi var­dı. Ruhumun mağaralarında, kodeslerinde, kuyulu zindan­larında... Kilitli... Kapılar kapalıydı ve anahtar bende de­ğildi.
George Orwell : insan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de Sebahattin Ali : Dünyada bana neyi istiyorsun diye sorsalar hiç düşünmeden vereceğim cevap şudur :anlaşılmak istiyorum Anlaşılmaya ihtiyacımız var belki de ...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
381 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
1984
1984George Orwell
8.6/10 · 166,5bin okunma
İnsanoğlunun bilincinde olmadığı hiçbir şey var olamaz .
Sayfa 300
Reklam
Bundan sonra sevgi nedir ,dostluk nedir bilmeyeceksin ;ne yaşama sevinci ne gülüp eğlenmek ne merak ne cesaret ne de dürüstlük ,hepsinden yoksun kalacaksın .Bomboş bir adam kalacaksın .Sıkıp içini boşalttıktan sonra ,içine kendimizi dolduracağız .”
Sayfa 291
Parti gözle görülür eylemlerle ilgilenmez ;bizi ilgilendiren tek şey düşüncedir .Biz düşmanlarımızı yok etmek için uğraşmayız,onları değiştiririz .Bilmem,anlatabiliyor muyum ?
Sayfa 287
Kimi zaman bu iş o denli uzun sürüyordu ki bilincini yitirmeyi becerememesi ,muhafızların attığı dayaktan çok daha korkunç ve dayanılmaz geliyordu .
Gökyüzünün herkes için bir olması ne kadar tuhaftı. O göğün altındaki insanlar da birbirlerine çok benziyorlardı; her yerde, yeryüzünün dört bir yöresinde, birbirlerinin varlığından habersiz, aralarına nefret ve yalan duvarları girmiş, ama yine de birbirinin aynı olan; düşünmeyi hiçbir zaman öğrenmedikleri halde, bir gün dünyayı altüst edebilecek gücü yüreklerinde, içlerinde, kaslarında biriktirmekte olan yüz milyonlarca insan yaşıyordu.
Sayfa 252
Somut gerçekler göz ardı edilemezdi .Felsefede ,dinde ahlakta ya da politikada iki kere iki beş edebilirdi .ama iş bir top ya da uçağın yapımına geldi mi iki kere iki dört etmek zorundaydı .Güçsüz ülkeler önünde sonunda fethedilmeye mahkumdu ,güçlü olmak için verilen savaşta ise hayallere yer yoktu .
Reklam
Julia,iyice düşündükten sonra,"Bunu yapamazlar"dedi. "Bunu asla yapamazlar. Sana her şeyi,ama her şeyi söyletebilirler,ama seni beni sevmediğine inandıramazlar. İçine giremezler." Winston,biraz umutlanarak,"Evet," dedi,"evet,çok haklısın . İnsanın içine giremezler. Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan,onları yendin demektir
Birkaç hafta önce kaldırımda gördüğü ve bir lahana sapıymışçasına bir tekmede yolun kıyısına attığı kopuk eli anımsadı "Proleterler insan," dedi. "Biz İnsan değiliz
“Tanrı'dan da babamdan korktuğum gibi korkardım. Beni cezalandırmasından değil, beni sevmemesinden, bana güvenmemesinden korkardım. Ama beni sürekli gözetleyen, elinde kâğıt-kalem benim her yaptığımı kaydeden O Tanrı içimi ürpertirdi. Bir de ölünce sorulacak hesaplar. Ya cezalar... cehennemde cayır cayır yanmalar... Uykularım kaçardı bazen.”
“Bu akşam dinlediğim ezan beni çocukluğuma götürüyor. Beş kişilik ailemizin masaya oturup ezan sesini heyecanla bekleyişimiz, tabaklardaki çorbaların dumanı tüterken kalplerimize yayılan huzur ve sanki içimizdeki tüm kötülüklerin bu duman gibi uçup gidivermesi... Ruhlarımızın iki odalı, küçük evimiz gibi tertemiz oluvermesi... Bir daha kendimi hiç o zamanki gibi temiz hissedemedim.”
Eskiden bir erkek bir kızın bedenine bakınca safça baştan çıkardı, diye geçirdi aklından. oysa artık katıksız aşk ya da katıksız şehvet diye bir şey kalmamıştı. her şeye korku ve nefret karıştığı için, artık hiçbir duygu katıksız değildi. sevişmeleri bir savaş, doyumun doruğuna varışları bir zafer olmuştu sanki. parti'ye indirilmiş bir darbeden farksızdı. siyasal bir eylemdi."
202 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.